12 Haziran 2012 Salı

Cildimiz Nasıl Çalışır?

Cildimiz; görebildiğimiz ve hissedebildiğimizden çok daha fazla derinliği olan şaşırtıcı ve karmaşık bir organdır. Vücudun en büyük ve en ağır organıdır; vücut ağırlığının yaklaşık %15′ini oluşturur ve 3,5 x 6 metre karelik bir alanı kaplar. %70 su, %25 protein ve %5′ten daha az yağdan oluşur.
Cildin esas rolü korumak ve sarmaktır. Kanımızı, organlarımızı ve kemiklerimizi dış etkenlerden korur. Aynı zamanda vücudumuzu sıkıca sarar; böylece gittiği her yerde kan izleri ve doku parçacıkları bırakan savruk organizmalar olmaktan kurtuluruz.
Cilt, anatomik kılıfımız olmaktan fazlasını yapar. Aynı zamanda iyileşmemize de yardımcı olur. Nasıl mı?
Sevgi dolu dokunuşlar, stres hormonu kortizolün seviyesini düşürür ve kendini iyi hissetmeyi sağlayan oksitosin hormonunun düzeyini yükseltir. Bu özel dokunuşlar (masaj ve okşama; birinin elinin tersi değil elbette!), beyne tüm vücudun sağlığını daha iyi hale getirmesi için müdahale eden vagüs sinirini de uyarır.
Cildimiz şöyle çalışır: Vücudumuzu istila etmek isteyen milyonlarca kimyasal ve mikroba karşı mutlak bir engel oluşturmanın yanı sıra, çok önemli bir duyusal işlevi de vardır.
Cildin derinliklerinde, foliküllerde daha deriye tam olarak dokunulmadan hissetmeyi sağlayan kıllar çıkar, örneğin kirpikler, daha siz tehlikede olduğunuzu bile anlamadan gözü korumak ve mikroplan zarar vermeden uzaklaştırmak için, gözkapağını (müthiş sinir bağlantıları sayesinde) gayriihtiyari kapanmaya zorlarlar.
Bunları hissedecek kıllar büyütmenin yanı sıra, cildiniz, kendini sebum adını verdiğimiz, sebasöz bezler tarafından üretilen yağlarla yağlar ve belli ilaçlarla hormonları emer. Ancak aynı zamanda istemediğiniz maddeleri, örneğin toksinleri de emebilir.
Ultraviyole ışını da şu hakkında çok konuşulan zararlı serbest radikalleri yaratarak ve DNA’yı (genellikle olumsuz yönde) değiştirerek, cildinizi kendi aleyhine çalışır hale getirebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder