12 Haziran 2012 Salı

Bırakın Cildiniz Işıldasın

Güzellik sırları bilinmeyen şeyler değil. Canlı ve parlak bir cildin önemini herkes bilir. Ama bu kusursuz güzellik potansiyelini kullananların sayısı pek fazla değil.
Dünya hepimizin çevresinde ışıldıyor. Yıldızların, ayın, güneşin semavi bir ışıltısı var. Bir de yapay ışıltılar söz konusu; bebeğin odasındaki gece lambası ve gece kulübünün kapısının üzerindeki neon ışıkları gibi.
Ancak bize göre en harika ışıltı, kendini insan teni şeklinde gösteren yaşamanın ve soluk almanın ışıltısıdır.
Hepimiz etrafına ışık yayan, pürüzsüz, parlak, Times Meydanını aydınlatacak kadar ışıltılı bir cildi olan insanlar tanırız. Ama biliyor musunuz? Hepimiz bu potansiyele sahibiz.
Mesele şu: Çoğumuz cildimize paket kâğıdı muamelesi yapıyoruz. Başlangıçta çok güzel görünen cildimizi yırtmanın bir yolunu buluyoruz sonunda.
Sözünü ettiğimiz bu ışıltı, yalnızca iyi genlerin sonucu değil. Aynı zamanda cildimizi korumak, iyileştirmek ve temizlemek konusunda yaptığımız iyi seçimlerin de sonucu. Hepimiz bu kararlan verme yeteneğine sahibiz.
Avrupa arabaları Amerikan arabalarından daha çok “ışıldıyor”, çünkü üreticiler kırdığından daha fazla ışığı yansıtan boya damlacıkları kullanıyorlar. Cildiniz aynı şekilde çalışıyor: Eğer yansımayı yağ ve ölü deri oluşumuyla mahvederseniz, ışıltıyı (ve kusursuz güzellik potansiyelinizi) kaybedersiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder