18 Ekim 2012 Perşembe

Evliliğinize sahip çıkın!

Genç kız büyükannesinin sözünü evlendikten sonra hatırlar: "Bir erkek pijamasını giyip de, koltuğuna oturmadan onu tanıyamazsın."
Gerçekten de genç çiftler, evlendikleri kişilerin birer yabancı olduklarını anladıklarında artık çok geçtir. Şimdi karar verme zamanıdır, ya paniğe kapılıp, her şeyden vazgeçerler, ya da büyür ve evliliklerine sahip çıkarlar.Evlilik, bir evcilik oyunu değildir. İki gencin birbirinden hoşlanıp evlenmeye karar vermesi de onları pespembe bir geleceğin beklediğine işaret sayılmaz. Eskilerin ‘Nikahta keramet vardır’ sözüyle de bir yere varılamayacağı kesin. Görücü usulüyle birbirlerini tanımadan evlenen gençlerin aynı çatı altında ortak bir yaşama alışmaları elbette zaman alır. Ama birbirlerini sevdiklerini düşünerek evlenen gençlerin de bekledikleri mutluluğa kavuşmaları bazen çok uzun sürebilir. Birbirlerini okul sıralarında tanımışlar ve daha o günlerde aralarında bir bağ oluşmuştu. Öğrencilik döneminde kaçamak flörtle başlayan ilişkinin evliliğe gittiğini onları tanıyan herkes kabul ediyordu. Aileleri, çocuklarının üzerine toz kondurmayan, kimseleri beğenmeyen aileleri bile! Bir gün, nişanlandılar. Sonra ortak yaşamlarına başlamak için hazırlığa koyuldular. Oturacakları ev, kullanacakları eşya hazırlandı. Düğün tarihi saptandı. Ve çocukluklarından beri birbirlerini tanıyan iki genç evlendiler. Evlilik hayatında hiç bir sorunla karşılaşmayacaklarına inanıyorlardı. Öyle ya çocuklukları bir arada geçmişti. İlk gençlik döneminde de beraberdiler. Yani görünüşe göre, aşık gençler evlilik hayatına uyum sağlamakta hiç zorluk çekmeyeceklerdi.Ama ne yazık ki öyle olmadı. Genç sevgililer, evlilik hayatına başlamak üzere yeni evlerine ayak bastıkları gün korkunç bir gerçeğin farkına vardılar: Aslında onlar birbirlerine çok yabancıydılar.Kaynak : Hürriyet, Mesude Erşan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder