31 Ekim 2012 Çarşamba

Kanseri beslemeyin!

Kansere yakalanmayla yeme alışkanlığı arasındaki ilişki kuvvetli...
Kanserin oluşumunda sigara içmek kadar beslenme alışkanlıklarının da etkisi büyük. Oysa Besinleri doğru seçerek kanser riskini önlemek çok da zor değil.Dünyada en önemli ölüm nedenlerinden biri kanser hastalığı. Sebebi sanıldığı gibi sadece genetik faktörler değil. Aynı zamanda sigara tüketimi ve yanlış beslenme de kansere yol açabiliyor. Hatta uzmanlar tüm kanserlerin yüzde 35 oranında besinler ve akciğer kanserinin yüzde 80-90’ının sigaradan oluştuğunu söylüyor. O halde kanserden korunmanın birinci yolu sigarayı bırakmak, ikincisi ise doğru ve dengeli beslenmek. Beslenmenin risk oluşturduğu kanser türleri yemek borusu, mide, kolon ve rektum, karaciğer, pankreas, böbrek, meme ve prostat. Acıbadem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatoş Özcan “Kansere yakalanmayla yeme alışkanlığı arasındaki ilişki kuvvetli” diyor ve ekliyor: “İnsanın yediklerini kontrol etmesi, kansere yakalanma riskini azaltabilir. Gençliğinde sadece doyma amacıyla beslenenler, genellikle 35-40 yaşından sonra hatalı beslenmenin cezasını çekmeye başlar. “Yaşamak için yemeli” ilkesi gerektiği kadar enerji, protein, vitamin ve minerallerin alınması anlamına gelir.”Besinler ve Kanser Peki yediklerimiz kansere nasıl neden olabiliyor? Besinler sindirilmek için bir dizi reaksiyona uğruyor. Bu sırada “serbest radikaller” adı verilen ve hücreyi oksidasyonla hasara uğratan oksidanlar oluşuyor. Sonrasını Fatoş Özcan şöyle anlatıyor: “Vücudun bu zararlı maddelere karşı savunma sistemi (bir anlamda “bedenin silahlı kuvvetleri”) vardır ve bu sistem enzimlerdir. Enzimlerin etkinliğini sağlayan maddelerse “antioksidant” olarak bilinir ve antioksidanlar vücuda doğal olarak besinlerle alınır. Besinlerdeki A, C, E, B2, B6 vitamininin yanı sıra folik asit, selenyum, çinko, mangan ve bazı proteinler gibi vitamin olmayan antioksidanlar da enzim sistemlerinin etkisini arttırır. Bu grup antioksidantlar yeterli ve dengeli beslenme çerçevesinde alınırlarsa yararlı olurlar. Tuzun iyotlu olması önerilir. Ayrıca flavonoidler, kükürtlü maddeler, koku ve tat veren maddeler, protez engelleyiciler, kanserden koruyan zel maddelerdir. En çok sebze, meyve, kurubaklagil ve soğan, sarımsak ve kuruyemişlerde bulunur. Tüm antioksidantlar ve çok posalı gıdalar kanser riskini azaltırken, yağlı ve posasız besinler bu riski arttırır. Yağın kanser riskini arttırması yağ alınmayacağı anlamına gelmez. Anti-kanser grupta bulunan vitaminlerin vücuda alınması ve gerekli hormon yapımı için yemek ve salatalarda mutlaka zeytinyağı, soya, mısırözü gib yağ karışımları kullanılmalıdır.”Katkı Maddeleri Zararları Yaşam tarzlarının değişmesine bağlı olarak hazır gıdaların daha çok tüketildiği bir gerçek. Bu gıdalarda kullanılan katkı maddelerinin uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı ise henüz bilinmiyor. Katkı maddeleriyle ilgili dikkat çekilen önemli noktalar var: Buna göre örneğin katkı maddelerinin en çok kullanıldığı gıda yağlar olarak tanımlanıyor. Acımayı önlemek için E vitamini ve BHT, renk verici olarak da karotenoidler kullanılıyor. Hazır çorba, et-tavuk suyu içine katılan M.S.glutamat adlı madde bebekler ve tuzu az alması gerekenler için sakıncalıdır. Renk ve dayanıklılık için et ürünlerine nitrat, küflenmeyi önlemek için meyve sularına sorbat tuzları eklenyor. C vitamininden zengin doğal besinlerle birlikte, işlenmiş besinleri daha az ve seyrek tüketirsek katkı maddelerinden korunmaya gerek yoktur.Alkol ve alkollü içecekler özellikle sigara ile birlikte içildiğinde ağız, baş, boyun ve kolorektal kanser türleri riskini artırıyor. Yağlı ve yaşlı hayvan etlerinde, tuzlanmış veya tütsülenmiş ya da nitrit ve nitrat eklenmiş etlerde, salam, sosis, sucuk ve hamburger gibi hazır gıdalarda kanser yapıcı kimyasallar daha çok biriktiğinden kanser oluşma riski daha fazla. Kanserden korunmak için içlerinde mineral, vitamin, posa ve antioksidant barındıran sebze, kurubaklagiller, meyve, kuru yemiş, yumurta ve yağı azaltılmış süt, peynir ve yoğurdu daha çok tüketmek gerekiyor.Bunların besin değerini korumak için ise bazı kurallara uymak gerekiyor. Örneğin sebzeler suda bekletilmeden önce, vitamin kaybını engellemek için yıkanıp sonra doğranmalı ve yağda kızartılmamalı. Kurubaklagiller iyice yıkandıktan sonra haşlama suları dökülmemeli. Taze meyveler iyice yıkanmalı, kesildikten sonra bekletilmemeli. Etler, hafif sıcaklıkta uzun sürede pişirilmeli. Besinler nemli ortamda saklanmamalı.Kanser Riskini Azaltan Anti Oksidanlar1. Avitamini ve Karotenoidler2. B Vitaminleri3. C Vitamini4. E Vitamini5. D VitaminiKaynağı1. Yeşil sarı meyveler, karaciğer, süt yağı, yumurta sarısı, havuç, kayısı, bal kabağı, domates, protakal, greyfurt2. Tahıl ürünleri, bulgur, maya, karaciğer, et, yumurta, süt ve ürünleri, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler3. Taze sebze ve meyveler (Kuşburnu, maydanoz, tere, roka, karnabahar, turunçgil, portakal, greyfurt, mandalina, limon, diğer yeşil yapraklı sebzeler, domates, çilek, patates)4. Bitkisel yağlar, yeşil yapraklı, sebzeler, fındık, fıstık, ceviz gibi kuru baklagiller, et, süt, yumurta5. Balık yağı, karaciğer, yumurta sarısı, süt, düzenli güneşle temasYararları1. Solunum ve yemek borusu, idrar yolları, mide, prostat, akciğer ve kolerektal kanser riskini azaltır. Reaktif türleri etkisizleştirerek kanser oluşum riskini azaltırlar.2. Yeterli düzeyde alımı vücudun savunma sistemlerini iyi çalıştırır. Böylece mikropları etkisiz hale getirir. Ayrıca yeni oluşmuş kanser hücrelerinin çabuk tahriş olmasını sağlar.3. Solunum, yemek borusu, mide, kolektara kanserleri önler. Vücuda giren kimyasal kanserojeni etkisiz hale getirir.4. Toksik maddelerin etkisini azaltır. Yağların oksidasyonunu ve hücrenin oksijenli bileşiklere tahribini önler. Kanser oluşum riskini azaltır.5. Kemik kanseri riskini azaltır. Yağların oksidasyonları ve hücrenin oksijenli bileşiklere tahribini önler.Zararları1. Fazla alımı, yağda eriyen vitaminlerden olduğu için vücutta toksik etki yapar.2. Fazla alımı kanser oluşumunu önlemez.3. Normalde fazla alımı, suda eridiği için idrarla atılacağından fonksiyonel değildir.4. Yağda eriyen tüm vitaminler giib fazlası zararlıdır.5. YOKÖneri1. Sigara içen erkeklerde ek A vitamini verilmesi akciğer kanserinin önlenmesine yardımcı olur.2. Özü alınmamış tahıllardan yapılantahıllar ( Kepek, çavdar, yulaf, bulgur ) önerilir.3. Sigara içenler günlük C vitamini gereksiniminden daha fazlasını alırlarsa kanser riski azalır.4. Toksik maddelere fazla teması olanlar, sigara içenler gereksiniminden fazla E Vitamini alabilirler.Günlük beslenme ile D vitamini ihtiyacı karşılanmaz. Yeterli kalsiyum alımı ile düzenli güneşlenme önerilir. Derinin aşırı ve bir seferde güneşte yanması, D vitamini etksinin kaybolmasına ve deri kanseri riskinin artmasına neden olur.ekolay

Diyet öncesi bilmeniz gerekenler

Sağlıklı ve kalıcı kilo vermenin püf noktaları...
* Öğün atlamamaya çalışın. Günde 3 mütevazı öğün yemek yiyin ve aralarda acıkırsanız, taze meyve gibi sağlıklı atıştırmalar yapın! Şok diyetler yapmak veya öğün atlamak, kilo verip, bu kiloyu korumanın iyi birer yolu olmayacaktır.* Bol meyve ve sebze tüketin. Günde toplam en az 5 porsiyon tüketin. Bir porsiyon, 2-3 kaşık sebze, bir adet meyve (mesela bir muz) veya 2-3 adet küçük boy meyve (örneğin erik), 1 küçük kâse meyve salatası veya bir bardak taze sıkılmış meyve suyuna denktir. Bunlar, size fazla kalori yükü yapmadan tok tutacak besinlerdir.* Her öğünde nişastalı besinler yiyin. Lif açısından zengin olan tam buğday ekmeği, kabuğu soyulmamış patates, tam buğday, pirinç ve makarnaları tercih edin.* Daha az hayvansal (doymuş) yağ tüketin. İnce kesilmiş et dilimlerini tercih edin. Etten, görebildiğiniz yağları ve tavuğun derisini ayırın. Daha az bisküvi, pastane ürünü ve kek tüketin.* Doymamış yağ oranı yüksek yağları kullanmaya özen gösterin. Yemek pişirirken, katı yağlar yerine ayçiçeği yağı, mısırözü veya zeytinyağı gibi bitkisel yağları tercih edin. Bu yağları ayrıca salatalarınıza sos olarak da kullanabilirsiniz.* Yağsız veya yarım yağlı süt, az yağlı yoğurt ve az yağlı peynir gibi, düşük yağ içeren günlük ürünleri tercih edin.* Düzenli olarak balık yiyin. Haftada en az bir kez yağlı balık (örneğin somon, sardalye ya da ton balığı konservesi şeklinde de olabilir) tüketmeye özen gösterin.* Bol bol sıvı, özellikle de su için. Ucuzdur, kalorisizdir ve midenize doluluk hissi verir! Günlük hedefiniz 6-8 bardak olsun.* Ne kadar alkol tükettiğinize dikkat edin. Alkollü içecekler çok kalorilidir ve şişmanlatıcı yiyeceklere olan iştahınızı arttırır. Ayrıca, çok içtiğiniz zaman artık ne yediğinizi düşünemeyecek hale gelebilirsiniz!iVillage

El yıkamaya devam

Türkiye’de domuz gribi salgının ’yatıştığı’ belirtilirken, uzmanlar riskin devam ettiğini, vatandaşların kişisel hijyen tedbirlerini bırakmamaları uyarısında bulundular. Bu nedenle el yıkamaya devam...
Samsun İl Sağlık Müdür Yardımcısı Erdinç Özoğlu, 2009 yılının kasım ayından günümüze Samsun’da 30 kişinin domuz gribinden hayatını kaybettiğini, Türkiye genelinde domuz gribi nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının ise 600’ü bulduğunu belirtti. Domuz gribi salgını ile birlikte insanların sağlıklı beslenmeye ve kişisel hijyen tedbirlerine ağırlık verdiklerine işaret eden Özoğlu, ’Domuz gribi sayesinde insanlar el yıkamaya önem vermeye başladı. İnsanlarımız artık kişisel hijyen konusunda daha dikkatli bu önemli bir kazanım’ diye konuştu.Riskin devam ettiğini, el yıkama, kol içine hapşırma, tokalaşmama, kucaklaşmama gibi kişisel tedbirlerin alınmaya devam edilmesi gerektiğinin altını çizen Özoğlu, şöyle devam etti:’Sadece gribe yönelik değil, bütün enfeksiyon hastalıkları yönünden kişisel hijyenik tedbirlerin alınması gerekiyor. Geçen sene Samsun’da 43 Hepatit A vakası tespit ettik. Bu hijyen konusunda gereken özeninin gösterilmediği demektir. Hepatit A varsa demek ki, hijyenik koşullara yeterince dikkat edilmemiş. Gribal hastalıklara, enfeksiyon hastalıklarına, Hepatit A gibi bulaşıcı hastalıklara karşı kendimizi korumak için hijyenik koşullara çok dikkat etmemiz gerekiyor. El yıkama, kol içine hapşırma, kullanılan mendilin atılması, çiğ yediğimiz yiyeceklerin iyi bir şekilde yıkanmasına dikkat etmemiz gerekiyor.’Samsun’da domuz gribine karşı 46 bin kişinin aşılandığını da bildiren Özoğlu, aşılamanın toplum sağlığı merkezlerinde devam ettiğini ancak aşıya karşı talebin ciddi oranda azaldığını vurguladı.

Oyun oynamaya var mısın?

Partnerinizle duygusal ve cinsel anlamda uyumlu bir beraberliğiniz var. Ama ne kadar güzel olursa olsun bir süre sonra her çift gibi monotonluk ağına takılabilirsiniz.
Eğer ona gerçekten değer veriyorsanız, rutinden kurtulmak için biraz hayal gücünüzü kullanmalısınız. İşte sizi ilk günkü heyecana götürecek 5 seks oyunu...Hayat şartları, ekonomik krizler, işyerinden yaşanılan stres gibi faktörler içinizdeki ateşi söndürmüş olabilir. Ama kıvılcımları tekrar ateşe dönüştürmek elinizde. Hem de kolay bir yöntemle... Öncelikle partnerinizle bir ya da iki hafta herhangi bir fiziksel temasta bulunmamak için anlaşma yapın. Diğer taraftan birlikte erotik içerikli filmler seyredin, telefonlarınıza kışkırtıcı mesajlar gönderin, bakışlarınızla birbirinizi tahrik edin. Ama gece yattığınızda asla birbirinize dokunmayın. Kısacası uygulayabildiğiniz kadar cinsel rejim uygulayın. Bir ya da iki hafta sonra herşeyin çok farklı olduğunu siz de göreceksiniz. Hassas Uzmanlara göre sağlıklı bir cinsel yaşamda ‘hassasiyet’ en önemli faktörlerden biri. Seksologlara göre hassas seksin avantajı, yavaş hareketler ve yumuşak dokunuşlar sayesinde çiftlerin erojen noktalarını bulma olasılığının yüksek olması. Diğer taraftan seks terapistleri hassas seksin cinsiyete göre değiştiğini belirtiyorlar. Çünkü kadınlar duyduklarından, erkekler ise gördüklerinden daha fazla tahrik oluyorlar. Bu sefer ışıkları kapatmasına izin vermeyin ve ona tek kişilik bir striptiz şov hazırlayın. Kıyafetlerinizi ağır ağır çıkarıp onun üzerine fırlatınve hiç aceleniz olmadığını ona hissettirin. Masum İnsanların birbirlerini ilk keşfetmeye başladıkları zamanki heyecanları ve birbirlerinin vücutlarını yeni tanımalarını, hissedilen cinsel arzunun en doruk noktaya ulaştığı anlardan biri olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar uzun süreli ilişkilerde o ilk günkü heyecanı ve keşfetme güdüsünü canlı tutabilme için çiftlerin kafalarında birlikte paylaştıkları güzel anları canlandırmalarını öneriyorlar. Hafızanızı kurcalayıp bu anları yeniden yaşamak duygusal olarak ona kendinizi daha yakın hissetmenizi sağlarken diğer taraftan fiziksel olarak da onunla birşeyler paylaşma isteğiniz ilk günkü seviyesine dönecektir. Sınırsız Uzmanlar sınırsız seksten bahsederken sadece hayal gücünü ön planda tutmuyorlar; burada oyunculuğunuz ve espri yeteneğinizle kendi sınırlarınızı aşmanın da önemli bir yeri var. Değişikliğin getirdiği heyecanın ilişkinize taze kan getireceğini düşünerek hayal gücünüzü çalıştırın. Gece için senaryosu size ait ufak bir seks oyunu planlayın. Sizin farklı tavırlarınızın onda yarattığı heyecanı görünce cesaretiniz iki katına çıkacak. Ruhani Seks hayatınızın maneviyatından bahsedilirken fiziksel temaslarla birlikte partnerinizin iç dünyasına da hitap etmeniz uzmanların önerdiği bir diğer nokta. Seks terapistleri gözlerin ruhun aynası olduğunu belirterek ruhani sekste göz temasının önemli bir yer tuttuğunu ve misyoner pozisyonunun bu tip seks için uygun olduğunu söylüyorlar. Onun iç dünyasına girebilmek için öncelikle kendi dünyanızdan sıyrılmanız, yani kafanızı günlük problemlerden arındırmanız gerekiyor. Cinselliği fiziksel temastan öte ruhsal bir yakınlaşma olarak gören ruhani seksi keşfetmek, sizi ilk başlarda biraz yorabilir ama birkaç denemeden sonra kendinizi daha dinç hissedecek ve seksin derinliğini keşfedeceksiniz.

Evliliğin düşmanları...

Evliliğinizin huzur içinde sürmesi için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?
Eleştiri"Sen hep böylesin. Zaten bir gün bile olsun beni dinlemedin. Hep bağırıyorsun. Beceriksizsin. Filanın eşinden ibret al. Beni üzmekten zevk alıyorsun" şeklindeki ifadeler, eşi suçlayıcı, yargılayıcı ve kırıcı eleştirilerdir. Oysa iletişimde "ben" dilini kullandığımızda eşimize şöyle diyebiliriz: "Ben bu sözünden veya davranışından dolayı çok üzüldüm, hayal kırıklığı yaşadım." Bu ifade daha yumuşak olduğundan, ayrıca kişide oluşturduğu duyguyu da olaya yansıttığından eşi olumlu yönde etkileyebilir.Genelleme"Hep böylesin. Böyle yaparsın. Zaten senden başkası da beklenmez. Bencilsin. Hiç değişmiyorsun. Bu huyunu annenden, babandan kapmışsın. Bir gün de iyi yanını göremeyecek miyim?" tarzındaki ifadeler, eşi bir kalıba sokan ve damgalayan ifadelerdir. Mantıksal olarak düşündüğümüzde, madem ki eşiniz söylediğiniz gibi "hep öyle", yıllardır değişmiyor; peki siz ne oranda değiştiniz? İşe kendinizi değiştirmekle başlayın.Aklını okumakEvlilikte ilişki bozulmaya ve mutsuzluk ortaya çıkmaya başlayınca araya mesafeler girer. Sürekli kavga, üzüntü, bir noktada çiftleri sessizliğe ve kendi dünyalarına iter. Fakat burada sözlü iletişim yerine sözsüz iletişim, yani davranışlardan anlamlar çıkarıp, eşi yargılama süreci başlar. "Hah yine kızdın. Bakışlarından anladım. Sen öyle demek istemedin. Senin kafanın içinde neler var, çok iyi biliyorum." Tarzındaki yaklaşımlar, eşin jest ve mimiklerinden, hal ve hareketlerinden anlamlar çıkarmaya yöneliktir.İşi yokuşa sürmekZamanla eşlerden birinde olumlu bir değişiklik olmuştur veya gittikleri doktor dinlenilmiş ve kişi olumsuz bir davranışından vazgeçmiştir; diğer eşin: "10 yıldır sana söyledim, ama beni dinlemezsin; sonunda dediğime geldin. Başkası deyince daha mı kıymetli oluyor?" biçimindeki konuşmaları, eşi üzen ve geriye döndürebilecek tarzdadır. Oysa; "Bu değişiklikten dolayı çok mutluyum, sevinçliyim. Gel beraber plan yapalım; başka nelerimizi değiştirebiliriz, onları konuşalım" tarzında bir diyalog kurulursa olumlu değişiklik pekişir ve devamı için de teşvik edilmiş olunur.Geçmişi hatırlatmakHerkesin evliliğinde, geçmişte yaşadığı olumsuz bir anısı vardır. Aile kavgaları, kırgınlıklar, ihanetler, küçük düşürmeler ve hayal kırıklıklarıdır. Geçmişte yaşanan kötü anıyı sürekli gündeme getirmek sıkıntı doğurur ve sorunları pekiştirir.Hep haklı olmakHatalar, yanlışlıklar iki taraftan da kaynaklandığı halde "Kim daha haklı?" diye adeta "mahkeme" kurulur. "Evliliğimiz boyunca kavgaları hiç ben başlatmadım. Sen hep bana kötü davrandın, beni aşağıladın. Bütün sorunlar senden kaynaklanıyor." Bu tarz kalıp sözler, tıkanan evliliklerin klasik sözleridir. Oysa önce kendimize bakmamız ve "Ben nerede hata yapıyorum, yanlışım ne olabilir?" diye düşünmek gerekir. Sürekli karşı tarafı haksız görmek işin kolaycı yönüdür.SorumlulukAile yükünün tek tarafa yüklenmesi kişiyi aşırı strese sokup gergin ve öfkeli yapabilir. Bu yüzden hiçbir cinsiyet ayırımı gözetmeksizin yapılacak işleri ortaklaşa yapmaya gayret etmek gerekir. Diğer yandan, ilişkideki bozulmadan dolayı "Sen beni zorluyorsun, çıldırtıyorsun; bu yüzden öfkeleniyorum" yerine, "Seninle ilişkimde zorlanıyor ve bazen öfkemi kontrol edemiyorum" tarzında konuşulsa, kişi kendisini de ortaya koyuyor ve sorumluluğu paylaşmış oluyor; böylece eşi suçlamıyor, soruna dikkat çekip, üzerinde düşünülmesi gerektiği mesajını veriyor.Mantıksal yaklaşım"Ya bana iyi bir neden göster, söylediklerimi çürüt, ya da beni kabul et." Yaklaşımı evlilikle iş ilişkisini karıştırma yaklaşımıdır. Evlilikte roller, duygular, cinsellik ve birçok değişken rol oynar. Kendimizi "temize çıkarma"da mantık olayını ileri sürmek kendi kendimizi aldatmaktan ibarettir.Sözünü kesmekİletişimde en önemli husus, konuşan insanı sonuna kadar dinlemek, çok gerekliyse aralarda girmektir. Dinlememiz, anlamamız ve kendimizi anlatmamız gerekiyor. Bunun yolu da saygıyla dinlemek ve ses tonunu yükseltmemektir.Terapist yaklaşımıEş, ne kadar ilgili ve tecrübeli olursa olsun, kendisini doktor yerine koymamalı; çünkü bir şey değişmez, eşi kendisini dinlemez ve dirençle karşılaşır. Bu yüzden "iyi bir eş, arkadaş, sevgili" nasıl olursa, ona öyle davranmalıdır.

Seks Tabuları

Gerçekleştirmek istediğiniz seks tabularınız var mı? Bunları sevgilinize ya da eşinize nasıl söyleyebilirsiniz?
Tracey Cox O zaman ki erkek arkadaşıma fısıldadım, "Benimle kirli konuş." Birkaç aydır birlikteydik (bunun gibi şeyler yapmak ve söylemek için doğru zamandı), Biraz içmiştik ve seksi görüntülerin ağırlıkta olduğu bir film izlemiştik. Olabildiğim kadar seksi bir halde ve derin sesimle sorularla sıkıştırma gibi bir durumdaydım."Tamam" dedi biraz huzursuz, ancak benimki kadar seksi bir şekilde.. Vücudunun heyecanla hareketlenirken, Adem elması gırtladığını aşağı yukarı hareket ettirerek boğazını temizledi. O anı anlatmaya başladı. İlk cümlenin ardından "İyi mi ya da daha kirli konuşmalı mıyım?" dedi. O devam ederken ben kilitlendim.. Kızlar bu gibi sözcükleri kesinlikle duymaktan hoşlanmazlar. (Dinlesek bile biri bizden kirli konuşmamızı istese duymazlıktan geliriz) Duraklama, daha sonra "Aslında duş alacağım ve herşeyin gerçekten temizlendiğinden emin olacağım, özellikle cildimin altının temizlendiğinden emin olacağım, tabi daha sonra bir kondom kullanacağım"..Aklımdakinden vazgeçmiş değildim..Artı benden hoşlandı, yani argo kullanarak beni kızdırmak istemedi. Ve sınırlar karışıktır, öyle değil mi? Sebep ne olursa olsun, birisi bizden kirli konuşmalar yapmamızı istediğinde, anlamlarından asla emin olamayız. Dikkatlica hazırlanmış, sanat yüklü fantastik bir senaryo mu anlatmamızı isterler? Ya da zalim ve kaba şeylerle yaramazlık turu yapmak mı isterler? Eğer doğru anlatımı kullanırsak, sersem mi gözükürüz? Küfürlü kelimeler kullanırsak, şok mu olacağız? Nerede hareket edip nerede duracağız? Kirli hareketler yapacak mıyız yoksa sadece konuşacak mıyız? Gerçekte ne söyleyeceksiniz?Aranızda olan şey seks mücadelesi ise, özellikle kadınlar için yargılanma korkusu ortaya çıkabilir. "İlk kez kirli konuştuğumda, arkadaşımda ereksiyon sorunu oluştu ve benim ahlaksız bir kadın olduğumu söyledi. Gerçeği söylemek gerekirse, kirli konuşmayı ve bana konuşulmasını sevsem bile aynı durumu yeniden yaşamak huzursuz ediyor." Bunun gibi endişelerin dile getirildiği birçok mektup alırım ve tek bir ortak tema vardır: karışıklık.."Her zaman seks içerikli filmler izler, arkadaşlarıyla seks konuşur, bu kirli konuşmayı sevdiğini göstermez mi? Ne dersiniz?"Evde ve seks yaşamınızda geleneksel, tutucu erkekler negatif reaksiyon gösterebilir, iyi kızlar kesinlikle kirli konuşmazlar. Ancak bazen "normal" erkekler bile kız arkadaşlarının "kirli" konuşamasını istemekte zorlanabilirler. Kötü konuşmalar saygısızca görünebilir, huzursuz edebilir ama bazen iyi birşeydir. Seksin geri kalanında biraz kirli konuşmak çoğu kadın için belirgin değildir. Normal yaşamınızda küfürlü konuşan biriyseniz onunla yatakta kirli konuşmalar yapmanız onu şaşırtmaz. Saf ve iyi aile kız rolünü oynayan kızlar için, kapalı kapılar arkasında baştan çıkartıcı konuşmalar yapmak çok çok seksi olabilir. Devam edin, cesur olun. Ve kirli konuşmalarla onu nasıl etkileyeceğinizi öğrenin!Seksi yazı ya da e-maillerl başlayın. Yüz yüze söylemek isteyeceğiniz ateşli konuşmalardan biraz daha azını yazın ve gerisini yüz yüze söylemek istediğinizi belirtin. Ufak ufak başlayın. "Geçen geceki seksimiz ne kadar iyiydi değil mi? Daha çok istiyorum!" diye yazdığınız kısa bir mesaj gönderin. Evrak çantasına "Seninle seks yapmayı düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu akşam sen olmayacaksın, kendimle başbaşa kalmak zorundayım" yazılı bir not iliştirin. Yatakta önerilerde bulunun. Gecenin tansiyonunu artırmak için ona ne istediğinizi söyleyin: "İçimde kaybolduğunu hayal ediyorum ve bu çok seksi". Göz gözeyseniz, onun ekstra noktalarına da göz gözdirin ve bunu hissettirin. Kulağına "Bana gerçekten yapmak istediğin şeyi anlat" diye fısıldayın. Eğer size endişeli gözlerle bakıyorsa, ufak bir kıkırdama ile ortamı hafifletin. Zamanlama herşeydir. Bazen, kalabalık mekanlarda kirli konuşmalar yapmak çok seksidir. Metrodayken kulağına birşeyler fısıldamanız onun için rahatsız edici olabilir, yolda bunları konuşmaktan şikayetçi de olabilir. Eğer ilk defa birbirinizle kirli konuşacaksanız, tepkisinden emin olamazsınız, seks için iyi bir zamanlamaya kadar bekleyin, orgazmın ortasında da kirli kon uşmalar yapabilirsiniz. Vücudunuzda seks hormonları dolaşırken, kirli konuşmalar ona oldukça cazip gelebilir. Eğer telefonda seks yapıyorsanız, seksle ilgili bir dergiden seçtiğiniz bir bölümü okuyabilir ya da erotik bir kitabın fantastik düşüncelerini okuyabilirsiniz. Eğer hoşlanmadığınız şeyler söylemeye başlarsa bunu ona söyleyin. Suçlayıcı olmayın sadece kullandığı sözcüğün ya da senaryoya dair hissettiğinizi "Bu kelimeyi sevmem. Ancak X kelimesini söylemene bayılıyorum. Tekrar o noktaya geri döner misin? Gerçekten bayılmıştım." diyerek belirtebilirsiniz. Küfürlü kelimeleri önceden belirleyebilirsiniz. Bazı erkekler küfürlü konuşmayı çok erotik bulabilir, özellikle genelde kullanmıyorsanız.. Ancak hala kirli konuşmalar yapmak istiyorsanız, garip bir kelime kullanarak nasıl reaksiyon verdiğini görebilirsiniz. Eğer sizin bazı kelimeleri kullandığını görürse, aynı şekilde o da bunları söyleyecektir.

Assortie’de bu yaz çok renkli

Tasarımları ve geniş ürün yelpazesiyle, takı ve aksesuar anlayışını değiştiren Assortie ile sımsıcak bir yaza merhaba demeye hazır olun. 2008 yaz koleksiyonunu Ekvatorlu Top Model Jessica Perez ile tanıtan Assortie, sunduğu renk cümbüşü ile hem kıyafetlerinizi hem de ruhunuzu canlandıracak.
Moda editörlüğünü Melis Ağazat’ın üstlendiği çekimlerde en canlı tonların hâkim olduğu takı ve aksesuarlar ön plana çıkarıldı. Koray Birand’ın kareleri ile ölümsüzleşen Assortie yaz koleksiyonu, Assortie kadınının her an ve her yerde çarpıcı olan yanını yansıtıyor. Assortie’nin, yazın sıcaklığını hissettirecek sarı, kırmızı ve turuncunun yanı sıra pembe, mavi, mor renklerde takı ve aksesuarları, 2008 trendlerini yansıtıyor.Canlı renklerin ve parlak tonların hâkimiyetini yansıtan ürünler arasında; kalın ve büyük rengârenk bilezikler, plaj çantaları, hasır şapka, deniz temalı ahşap aksesuarlar ve güneş gözlükleri dikkat çekiyor. Renkli taşlar, yaz sezonunda da Assortie’de öne çıkan detaylar arasında.Assortie çanta koleksiyonu ile de göz dolduruyor. Farklı stil, renk ve büyüklükte çantalar arasından güzel bir seçim yapmak çok kolay. Bu yaz Assortie’nin hasır çantaları alabildiğine çeşitli. Assortie’nin yaza damgasını vuracak sürprizi ise tabloları andıran desen ve renklerdeki kumaş çantalar… Kumaş çantalar hem trendi takip eden hem de şıklığına özen gösteren Assortie kadını için ideal. Yaz gecelerini de unutmayan Assortie, portföyleri ile yaz aylarının rahatlığını hissettiriyor.Modayı takip eden, yenilikçi ve görünümüne özen gösterenlerin tercihi Assortie ile 2008 yazına çarpıcı ve iddialı girmeye hazırlanın. Assortie mağazaları hakkında bilgi almak için www.assortie.com web sitesini ziyaret etmeniz yeterli.

Çapkın erkeği tanıma kılavuzu!

Size sunduğumuz bu rehberin yardımıyla odanın diğer ucundan bile sizi hayal kırıklığına uğratacak erkeği tespit etmeniz mümkün olacak.
Siz şimdiye dek böyle biri ile deneyim yaşamadıysanız bile, bu tiplerin ortalıkta dolaştığını biliyorsunuzdur: Süper etkileyici, kadının ayaklarını yerden kesen, flörtçü, "Bu dünyada gördüğüm en güzel kadın sensin" türünden iltifatlar eden, belki de müthiş bir cinsellik yaşatan ve bir anda ortadan kaybolan erkeklerden söz ediyoruz. Ya da daha kötüsü bir müddeti ortalıkla olan, sonra kovalamaca bitince, gerçek sevimsiz yüzlerini gösteren tipler.Peki ya bu uzman çapkınları, henüz konuşmadan bile belirlemenize yardımcı olacak bir yöntem olsaydı nasıl olurdu? Uzmanlara göre bu tipleri kalabalığın içinde bile teşhis edecek bazı işaretleri okumayı bilmeniz gerekiyor. Bu ip uçları hiç de az sayıda değil, uzaktan belirleyebileceğiniz işaretler ve ya daha yakından görebileceğiniz ufak detaylar var.Sadık erkeklerin, çapkınların ve hatta antropoloji, vücut dili, sorgulama uzmanlarının da bulunduğu bir grup erkekle görüşerek hazırlanmış gizli kadın tavlama hareketlerini bilmek ister misiniz? 15 metre uzaktan anlamanın yollarıHedefe kilitlenen erkeğimizin, kızın konuştuğu diğer erkeğe nasıl da aldırış etmediğini görüyor musunuz? Onun felsefesi: "Yüzük yoksa kural da yoktur!" Bu tipler çok ısrarcı olur; ya kızın karşısındaki diğer erkeği savuşturmaya ya da ona rağmen kızı etkilemeye çalışırlar. Tabii bunu da kendini göstermeye çalışan her erkek gibi, göğüslerini kabartıp dik duruşları ile boy gösterisi yaparak değil, omuzlarını daha önde, kalçalarını daha dışarıda tutarak göstermeye çalışırlar. Bu tavırlarla kendini komik duruma düşürmekte olan birini gördüğünüzde aman dikkat! Bu, erkeğin, kendince süper erkeksi bir görünüm elde etmeye çalıştığının işaretidir.Bir erkek çenesini yukarıda tutarak başını hafif eğmiş bir şekilde bakıyorsa, bu onun kendini ortamdan daha üstün tutarak etrafı izlediğini göstermektedir. Bir kadına veya aynada kendi aksine bu tavırda bakan birini gördüğünüzde dikkat edin; muhtemelen o geçe için bir macera arayışı içindedir ve aynada nasıl göründüğünü kontrol ediyordur.Belli bir mesafeden bile baktığınızda bir erkeğin yürüyüşü size onun hakkında çok fikir verebilir. Bizim tip, muhtemelen kasıntılı bir yürüyüşe sahiptir; bacaklarını genişçe açarak, rahat yumuşak hareketlerden uzak, burnu havada bir yürüyüş tarzına sahiptir. Gerçekten biriyle samimi bir bağ kurmak isteseydi, yaklaşacağı kadının gözünü korkutmamak için daha yumuşak bir yaklaşım içinde olurdu.İlgi çekmeye çalışan bu çapkınlar, sanki dikkati belli bir yere toplamak istermiş gibi bacaklarını normalden çok daha fazla açık tutarlar. Ellerini ceplerine asla tam olarak sokmazlar, başparmakları ceplerinde, diğer parmakları ise penisini işaret edercesine pantolonunun üzerinde durur. Bu onun kabalığının ve dikkati o malum noktaya çekmeye çalıştığının işaretidir.3 metre uzaktan anlamanın yollarıGülümsemek illa ki bir samimiyet göstergesidir. Fakat büzülmüş dudaklar kendini beğenmişliğe işaret eder… Ve bir insanın yüzünde gülümseme çizgileri yoksa inanın bu gerçek bir gülümseme değildir.İnsanların normal bakışması yaklaşık 3 saniye sürer. Eğer sizin gözlerinize daha uzun süre bakıyorsa, isterse 5 saniye bile olsun, bu sizi elde etmek istediğinin işaretidir.Birinden mesaj ya da arama beklermiş gibi cep telefonunu hiç elinden bırakmayan erkeğe karşı tetikte olun. Büyük olasılıkla oraya arkadaşlarıyla geldiği için kimden telefon bekliyor olabilir?Bir çapkını tanımanın iyi yollarından biri de kıyafetlerine bakmaktır. Son moda pantolonu ve kaslarını ortaya koyan tişörtü, onun uzak durmanız gereken erkeklerden olduğunu ortaya koyar, bir kadın tarafından seçildiği aşikar olan saat ve kolyesi de cabası…1 metre uzaktan anlamanın yollarıBu aşamada gergin davranışlarına dikkat edin. Genellikle, erkekler bir bağ kurabilmek için kadının hareketleri ile uyum sağlamaya çalışırlar. Ama karşısındaki kasında ilgilenmeyen bir erkek daha durağan davranacak ve kendini uyum içinde olmaya zorunlu hissetmeyecektir.Muhtemelen tanışma gerçekleşene kadar avına odaklanmış olarak kalacaktır. Bir soru sorulduğunda dikkat edin. Bu tipler sizinle konuşurken de etrafa karşı antenlerini açık tutarlar. Siz soruyu cevaplarken birkaç saniye sonunda gözleri sizin yada başka bir kadının göğüslerine kayabilir.Artık çapkın delikanlımız özel alanınıza girmeyi başardı ve diyalogun gereğinden çok daha fazla samimi davranıyor. Size doğru eğilerek ve kılağınıza fısıldayarak konuşuyor, büyük ihtimalle bir ayağını da oturmakta olduğunuz bar taburesinde sabitliyor. Bu kendine güvenli davranıştan daha çok aşırı güvenli, hatta tacize kaçan bir davranış biçimi… Kafasında bir hedefi var ve hiç vakit kaybetmiyor.Kaynak: Mahmure, Dila Ayda

30 Ekim 2012 Salı

En sık yapılan 4 hata!

Kimi zaman ihmalkarlık kimi zamansa bilmeden yaptığımız hatalar çocuklarımızın diş sağlığını ciddi boyutlarda tehdit edebiliyor. Diş sağlığıyla ilgili en sık yapılan 4 hata ve bunların yol açtığı sorunlar.
Azı dişlerini süt dişleriyle karıştırmak besinlerin çiğnenmesini sağlamak gibi önemli bir rol üstlenen azı dişleri 5-6 yaşlarında ortaya çıkıyor. Ancak çoğumuz çocuklarımızın azıdişlerini 'Süt dişleri' olarak algılıyoruz. Ve, Süt dişi nasıl olsa değişecekmantığıyla hareket ederek çocuklarımızı diş hekimine götürmeyi ihmal ediyor, bunun sonucunda da azı dişlerini kaybetmelerine neden olabiliyoruz. Belirtileri neler? Azı dişlerinde ortaya çıkan çürük kendini ağrı ve sızıyla belli ediyor. Nelere yol açıyor? Azı dişi çekilmişse çiğneme fonksiyonu bozuluyor. Ayrıca çekilen dişin arkasında veya önünde yer alan dişler de yer değiştirmeye başlıyor. Bunun sonucunda da dişler çarpık geliştiği gibi çenede deformasyon da oluşabiliyor.Nasıl tedavi ediliyor? Azı dişindeki çürük ciddi boyutlara ulaşmamışsa, dolgu yönteminden yararlanılıyor. Eğer çürük dişin özüne, yani pulpa odasına inmişse ve iltihap gelişmişse, bu kez kanal tedavisine başvuruluyor. Çok ciddi hasar oluşan dişi ise çekmek gerekiyor. Dış kaybı nedeniyle deformasyon geliştiği durumlarda aynı zamanda ortodontik tedavinin de devreye girmesi gerekiyor. Ortadontik sorunları ihmal etmek...Diş sağlığıyla ilgili yaptığımız bir başka hata da, diş ve çenelerde gelişen anomalinin ancak ergenlik döneminde tedavi edilebildiği yanılgısına kapılarak çocuklarımızın diş muayenesini ihmal etmek. Belirtileri neler? Dişlerin çarpık gelişmesi, üst veya alt çenenin öne doğru çıkık olması ortodontik anomalinin tipik belirtilerinden. Nelere yol açıyor? Diş dizisinin bozuk olduğu bölgelerde fırçalama zorluğuna bağlı olarak dişlerde çürükler ve diş çevresindeki dokularda iltihaplanmalar oluşuyor. Bu da erken diş kaybıyla sonuçlanabiliyor. Ayrıca yine diş dizisindeki sorun nedeniyle çene eklemlerinde kapanış bozukluğu da oluşabiliyor. Bu da tedavisi çok zor olan çene eklemlerinde ağrılara, çeneyi açıp kapama zorluklarına ve eklem bölgesinden tıkırtı şeklinde ses gelmesine yol açıyor. Formsante

Jojoba Yağı ve Cilt Bakım Ürünlerinde Kullanımı

1822 yılında California Baja yanında bir çölde küçük bir funda keşfedilmiştir. Ünlü botanist H. F. Link tarafından Jojoba adı verilen bu bitki , daha sonra balinaların avlanmasının yasaklandığı dönemde ekilerek yetiştirilmeye başlanmıştır.
Cilt bakım ürünleri ve kozmetiklerde kullanılan balina yağları kullanılamamaya başlanınca da cilt bakım ürünlerinde ve kozmetiklerde kullanılmak üzere yeni bir madde arayışına girişilmiştir. Jojoba bitkisinin bir çekirdek ürettiği ve bu çekirdekleri ısıtarak yağ elde edildiği görülmüştür. Güney Californiada çölde yaşayan insanlar, yıllardır bu yağı ciltlerinin ve kesikleri tedavi etmek için kullanmaktadır. Japonlar jojoba yağı üzerinde yaptıkları araştırmalarda bu yağın cilde karşı toksik etkisi yapmadığını göstermiştir. Jojoba yağı, oda sıcaklığında sıvıya dönüşen bir balmumudur. Yağı kimyasal olarak cildimizin ürettiği sebum yağına çok benzemektedir. Aslında jojoba yağı, şimdiye kadar en kolay emilen bitkisel yağlardandır. Bu yüzden, pek çok saç ve cilt bakım ürünlerinin üretiminde kullanılmaktadır. Jojoba yağı, hassas cilde sahip insanlar için mükemmeldir. Cildinizi yumuşatırken saça uygulandığı takdirde parlaklığını arttırır. Aynı zamanda ciltteki kırışıklıkları azaltma ve yeni cilt hücrelerinin büyümesini hızlandırma etkisine sahiptir.Bütün bu özelliklerinden dolayı, her tür saç bakım ürünlerinin, çizgi açıcı ve akneye yönelik cilt bakım ürünlerinin üretiminde kullanılmaktadır. Jojoba bitkisi önemli ve gerekli bir keşiftir. Eşsiz faydaları, tüm dünyadaki insanların daha iyi görünmesini ve daha hissetmesine yardımcı olmaktadır. Eğer jojoba yağı satın alacaksanız, organik jojoba yağını satın almaya çalışın ve kimyasal olarak ekstre edilmemiş olmasına dikkat edin.

Davetsiz misafir cilt kanseri

Prof. Dr. Rana Anadolu, deride gözlenen cilt kanserinden korunma yollarını yazdı.
Güneşli yaz günlerinin yaklaştığı ve hepimizin dinlenmek , yorgunluk atmak için yaz tatilini beklediği şu günlerde Tatil ve Güneş ile ilgili birkaç satır iletmek istiyorum sizlere. Amacım, davetsiz bir misafir olan deri kanserinin cildinizde ortaya çıkmaması için yapılabilecekleri anımsatmak ve yılda bir kez deri kanseri açısından dermatolojik muayeneden geçmek gerekliliğinin altını çizmek.Kısa bir zaman öncesine dek bronz ten rengi sağlıklı ve güzel bir görünüm olarak algılanıyordu. Ancak kitle iletişim araçlarının da yardımı ile bugün pek çok kişi, güneşte bronzlaşmanın, erken deri yaşlanması ve deri kanseri gibi ağır bir bedeli olduğunun bilincine vardı. Bu nedenle Güneş koruyucular ve Güneşsiz bronzlaştırıcılar çok daha yaygın biçimde ve yaz kış kullanılıyor.Küresel ısınma ve atmosferin koruyucu ozon tabakasının incelmesi nedeni ile güneş ışınları eskiye oranla çok daha büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Son 15 yıl içinde artan Güneş ışınımı , ultraviyole (UV) maruziyeti nedeni ile deri kanseri olgularındaki yıllık artış belirgindir. Ekvator bölgesine yaklaştıkça risk daha da artmaktadır. Ülkemiz de bu açıdan yüksek riskli bir enlemde yer almaktadır.Özellikle açık tenli, açık renk gözlü, vücudunda çok sayıda ben olan, ailesinde deri kanseri öyküsü olan kişiler daha fazla risk taşımaktadır. Bu açıdan her bireyde deri tipi, UV duyarlılığı ve deri kanseri riski belirlenmelidir. Orta yaş ve üzerindeki her kişi için yılda en az bir kez deri kanseri taraması önerilmektedir. Öte yandan, kişinin vücut ben (melanositik nevüs) haritalaması ve risk taşıyan benlerin belirlenerek UV den korunması, takibi ve gerektiğinde tedavisi yapılmalıdır. Günümüzde, kompüterize dijital sistemler kullanılarak, deri yüzey mikroskobisi ile ben haritalaması ve takibi, deri yüzeyi yaklaşık 70 kat büyütülerek yapılmaktadır. Deri kanseri, erken tanı konduğu takdirde kolayca ve kesin olarak tedavi edilebilir.Gelişen teknolojilerin yardımı ile deri kanserine öncülük eden erken bulguların saptanması, deri tipine uygun korunma ve takip için yılda en az bir kez deri muayenesi yapılmalıdır.Güneş kaynaklı UV ‘den korunmanın ayrıntıları bir sonraki yazımızın konusu olacak.Sağlıkla kalın.Prof. Dr. Rana ANADOLU BRASİEAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji ABD Öğretim Üyesi Miami Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji ABD Konuk Öğretim Üyesirana.anadolu@mynet.com

Billy Zane

“Billy Zane” olarak tanıdığımız Hollywood’un yakışıklı oyuncusu William George Zane Jr.
Bir tıp teknik okulunun sahibi olan William George Zane ve Thalie Zane’in oğlu olarak 24 şubat 1966 tarihinde Chicago, Amerika’da dünyaya gelir. Sanat perisinin okuna küçük yaşlarda hedef olan Billy Wisconsin’de bulunan bir tiyatro okuluna yazılır. 1982 yılında İsviçre’de bir Amerikan okulunda eğitimine devam eden Zane eğitimini Chicago’daki Frances Parker lisesi’nde tamamlar. Oyunculuğa olan merakı yüzünden liseden mezun olur olmaz soluğu Kaliforniya’da alan Billy çeşitli rol seçmelerinde şansını denemeye karar verir ve üç hafta içinde Michael J. Fox ile Christopher Lloyd’un başrolde oynadığı ve ülkemizde de büyük beğeniyle izlenen “Geleceğe Dönüş” filminde “Match” rolünü kapmayı başarır. Bu filmdeki performansı ve çekici fiziğiyle sinema çevrelerinin dikkatini çeken ünlü aktör 1986 yılında “Critters”da rol alır. 1989’da “Dead Calm”da izlediğimiz Billy bu filmin setinde sonradan eşi olan oyuncu Lisa Collins ile tanışır. Setteki aşklarını gerçek hayata taşıyan ikili filmin çekimlerinin ardından hemen evlenir fakat çift birçok Hollywood yıldızı gibi kısa bir süre sonra boşanma kararı alır. Bir süre özel hayatını düzene sokmaya çalışan Zane 1996 yılında “The Phantom”da rol alır. Sanatçıyı asıl üne kavuşturan hit film ise başrollerinde Leonardo Di Caprio ve Kate Winslet’in rol aldığı “Titanik”tir. Zane bu filmin ardından TV için çekilen “Kleopatra”da rol alır. Başarılı aktör burada da Leonar Varela ile tanışır ve filmin çekimlerinin ardından çift nişanlanır. Bu ilişkisinde de aradığını bulamayan Billy kendini tekrar oyunculuğa verir ve “Vlad”, “The Kiss”, “Starving Hysterical Naked” ve son olarak da 2003 yapımı “Imaginary Grace” filminde rol alır. Bunları biliyor muydunuz?-Billy’nin kendisi gibi oyuncu olan Lisa adında bir kız kardeşi var. -Hollywood’un güzel oyuncuları Daryl Hannah ve Jennifer Beals ile lise arkadaşı. - “Dirty Dancing” (İlk Dans, İlk Aşk) filminin başrolü için seçmelere katıldı ve kazandı. Fakat bir dans provası sırasında kendisini seyreden yapımcılardan biri Zane’in dans yeteneğini rolü için yeterli bulmadığına karar verdi ve rol Patrick Swayze’ye gitti. -Broadway müzikali “Chicago”da rol aldı. -“Cleopatra” filmindeki rolü için uzun süre vücut çalıştı. Çeviri ve derleme: Elif Akbaş

Tembellik yapmayın!

Hepimiz zaman zaman küçük tembellikler yapıp bazı sağlık kurallarını atlayabiliyoruz.Kimine zaman zaman göz yummak mümkün, doğru. Ama kimi tembellikler var ki, bunlar ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Formsante dergisi, günlük hayatta yapılan bazı hataları ve basit çözümlerini derledi 1. Dişleri fırçalamak yerine çalkalamak Ağzınızı çalkalamak geçici bir tazelik duygusu yaratır; ama diş çürüklerine neden olan bakterileri yok etmekte ya da diş eti problemlerine yol açan diş plağını önlemede pek bir işe yaramaz. Basit çözüm: Her gün dişlerinizi iki kere, iki dakika, yemeklerden önce fırçalayın. Bilinenin aksine kimi bilim adamları dişlerin yemeklerden önce fırçalanması gerektiğini savunuyor ve yemeklerdeki şekerin dişlerdeki plak ile reaksiyona girdiğinde asit ortaya çıkardığını söylüyor. Bu da diş minenizi zayıflatıyor. Yemeklerden sonra dişleri fırçalamak diş minenizi aşındırırken, öncesinde fırçalamak dişleriniz üzerinde florürden bir manto oluşturarak aşınmayı önlüyor. 2. Ayakta yemek yemekEğer oturmaya vaktiniz yoksa, yemeği de aceleye getireceksiniz demektir. Bu da sindirim sistemi için hiç de iyi bir alışkanlık değil. Lokmaları hızla yutmak, yemek borusunda spazmlara ve keyfinizi kaçıracak mide ekşimesine neden olabilir. Basit çözüm: Oturarak yemek yemek için zaman yaratın. Ancak bunu yaparken televizyon karşısında yemek gibi bir yanlışa düşmeyin. ABD’deki Georgia State Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, televizyon karşısında yiyenlerin, öyle yapmayanlara göre 137 kalori daha fazla aldıkları saptanmış. 3. Yıkadıktan sonra elleri kurutmamakIslak ve nemli eller, kuru ellere oranla çok daha fazla bakteri çeker. Bu mikroorganizmalar da nezleden gribe birçok rahatsızlığa yol açar. Basit çözüm: Haklısınız, özellikle umumi tuvaletlerdeki el kurutma aletleri gerçekten can sıkıcı. Elleri kurutabilmek için kimi zaman dakikalarca altında tutmak gerekiyor ki, kimsenin tuvalette, hele ki bir alışveriş merkezinin ya da restoranın tuvaletinde bu kadar zaman geçirmeye tahammülü yok. Bu da çoğu zaman insanların ellerini kurutmadan lavaboyu terk etmesine neden oluyor. Ellerinizi kağıt havluyla kurulayın ve bu kağıdı aynı zamanda kapıyı açmak için kullanın. Her yerde kağıt havlu bulunmayabilir, bu nedenle çantanızda kağıt mendil taşımayı alışkanlık haline getirin. 4. Kontak lensle uyumakUyurken lensleri gözünüzde tutarsanız, gözleriniz kendi kendini temizleyemeyecek ve enfeksiyon riski artacaktır. Uzmanlar, sık sık kontak lenslerle uyumanın gözlerde kalıcı zarara neden olabileceği konusunda uyarıyor. Basit çözüm: Kontak lenslerinizi - yeni jenerasyon silikon hidrojel lensler de buna dahil - gözlerinizin kendine gelmesi, toparlanması için yatmadan önce çıkarmalısınız. Ayrıca, lenslerinizi yanlış yöntemle temizlemek ya da musluk suyuyla yıkamak enfeksiyon riskinizi artırır. 5. Fitnes giysilerini yıkamamakTer içinde kalan fitnes kıyafetlerinizi yıkamadan tekrar giydiğinizde akne ve cilt enfeksiyonlarına davetiye çıkarırsınız. Bu arada yoga matınızı da yıkamayı unutmayın. Araştırmalar, bu matların santimetrekaresinde 100 bin bakteri barındırdığını gösteriyor! Basit çözüm: Vücudunuzla temas eden tüm spor kıyafetlerinizi ve havlularınızı her kullanımdan sonra yıkayın. Spor yaparken kullandığınız, terinizi sildiğiniz havluyu duştan sonra kullanmayın. Spor ayakkabılarınızı çantanızda taşırken ayrı bir plastik poşetin içine koyun.

29 Ekim 2012 Pazartesi

Rahatlık sizin için önemli mi?

Szi de rahatınıza düşkünseniz, salonunuzu konforlu bir odaya dönüştürmen için bir kaç önerimiz var...
Rahat bir mekan yaratmanın anahtarı, salonunuzun boyutlarına ve tarzına en uygun kanepeyi bulmaktır. Öncelikle mekanın tarzına uygun kanepe seçeneklerini gözden geçirin. Yuvarlak hatlı bir kanepe mekana daha klasik; kare hatlı, sade tasarımlar ise daha modern bir görünüm kazandıracaktır.Unutmayın, büyük kanepeler mutlaka büyük metrekareli alanlarda kullanılmalı. Kanepenin eninin yanı sıra yüksekliğini ve derinliğini de ölçmeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Kanepe ne kadar derinse odada o kadar fazla yer kaplayacaktır.Kanepeyi içeri sokarken herhangi bir hasara uğramaması için giriş kapılarının ölçeklerini de göz önüne alın. Kanepeniz mekana uygunluk göstermediği takdirde geri alım hakkında önceden mobilyacınızdan bir teminat alın.Küçük ve alçak pencereli odalarda mutlaka ayaklı kanepeler tercih edin. Kanepenin yerden birkaç santim yukarıda olması mekanın genişlemesini ve ferahlamasını sağlar.Şömine sıcaklık verirEğer salonun perde, halı gibi diğer unsurlarında karışık desenler tercih ettiyseniz, kanepe kumaşında daha düz bir renk kullanın. Kanepede karışık ve baskın bir desen tercih etmek istiyorsanız salonun diğer renk skalasını da buna uygun olarak belirleyebilirsiniz.Kanepe minderlerinizin kuş tüyü mü, yoksa sentetik malzemeyle mi kaplanmasını istiyorsunuz? Sentetik olanlar şekillerinidaha iyi koruyorlar ancak tüyler yaşanmışlık hissi yaratıyor.Her odanın televizyon dışında bir odak noktasına ihtiyacı vardır. Şömineler mekanın atmosferini şekillendiren en önemli odak noktalarıdır. Kışın mutlaka şöminenizi yakın. Odun ateşinin çıtırtısı ve sıcaklığı doğal bir ruhsal rehabilitasyondur. Yazın da şömineyi bir sergi alanı gibi kullanarak üzerini çiçek buketleri, renkli aksesuarlar ve tablolarla süsleyebilirsiniz

Gideon Oberson mayolarıyla gözler sizde

Plaj modasının lideri Gottex’in “parlayan, hayat dolu, eşsiz ve üstün olmaya alışık özel kadınlar” için ürettiği Gideon Oberson markalı mayolar tasarımları ve kaliteleri ile fark yaratıyor.
2008 yaz modasının yükselen trendleri olan doğa ve denizi yorumlayan çizgi ve renk armonileri ile Gideon Oberson mayolarının kreasyonları dünyaca ünlü tasarımcılar tarafından yapılıyor. Bu mayoların bir önemli özelliği de Dupont Lycra kumaştan üretilmesi ve sizlere hiçbir şekilde sarkma, esneme, gevşeme sorunları yaşatmayacak olması. Gideon Oberson mayolar gözlerin üzerinde olmasından çekinmeyen bayanları Gotex’in Türkiye distrübötörü Çiçek İç Giyim’in Mendo’s mağazalarında bekliyor.

Yüz maskenizi kendiniz yapın

Sıcak, güneş, ter bir yandan cildimizi yıpratıyor, bir yandan da pasifleştiriyor...
İnsanın canı hiçbir şey yapmak istemiyor. Fazla yorulmadan her zaman elinizin altında bulunabilen doğal malzemelerle bazı maskeler yapabilirsiniz. Güneş, deniz, tatil, biraz da tembellik zamanı olan yaz mevsiminde en çok ihmal edilen şeylerin başında cildimiz ve saçımız geliyor. "Nasıl olsa az sonra yeniden terleyeceğim" diyerek nemlendirici bile sürmekten vazgeçiyoruz. Neyse ki yazın cildimizin yağ salgısı doğal olarak biraz artıyor. Öte yandan hafta sonu programlarının peşinde koşmaktan, cilt bakımları yaptırmak için zamanımız kalmıyor. Zaten güzellik merkezleri havalar ısındıktan sonra cilt yenileme tedavilerine ara veriyorlar. Ciltteki en küçük bir tahriş güneşle karşılaşınca lekelere dönüşüyor.Evde çok kolay hazırlayabileceğiniz su doğal maskeler, tahriş edici olmadığı gibi tümü gayet pratik, hazırlanışı kolay, maliyetleri ucuz formüller. Yararları ise oldukça büyük. Bu maskeleri yüzünüze, boynunuza hatta dekoltenize uygulayabilirsiniz. İçindeki malzemeler hem cildinizi besler hem de kan dolaşımını artırarak cildinizi canlandıracak. Tümünün içinde yüksek oranda su ile birlikte cildinize yararlı maddeler bulunuyor. Maskeler deri yüzeyine sürülünce hızla buharlaşmaya başlıyor. Böylece cildinizde serinlik hissi ile birlikte damarlarda kan dolaşımını hızlandırıyorlar. Maskeyi temizleyince cildinizde hafif bir kızarıklık fark edebilirsiniz. Bunun nedeni, tahriş değildir, kan dolaşımının hareketlenmesi. Maske cildi uyarıp, masaj etkisi yapıyor.Gerçekten bire bir cildimize uyan doğal ürünler sadece cildimizin kendi ürettikleridir. Yağ dokusu, nem, kollajen, yenilenen hücreler gibi. Bunu sağlamak için de yararlı gıdaları elden geldiğince çok tüketmek gerekiyor. Cilde sürüldüğünde iyi geldiğini bildiğimiz doğal malzemeler uzun bir liste oluşturuyor: Limon, çilek, greyfurt, elma, yeşil çay, gül suyu, papatya, bal, kakao yağı, deniz yosunları balık yağı, termal sular, kil çeşitleri, zeytinyağı, badem yağı, kayısı yağı, bergamot, ısırganotu, papaya, aloevera, çay ağacı yağı, buğday özü, lavanta suyu, soya yağı, biberiye, avokado, üzüm çekirdeği yağı ve ekstresi,ayçiçeği yağı, jojoba,susam yağı, ceviz yağı, havuç tohumu, portakal çiçeği suyu, keten tohumu, yulaf ezmesi, yumurta, süt, yoğurt.Maskeyi uygulamadan önce cildinizi güzelce temizleyip tonikle silin. Ardından ılık suyla yıkayın ki, cildiniz besinleri emmeye hazır olsun. Sonra yüzünüze, boynunuza ve üst dekoltenize size en uygun olan maskeyi tatbik edin. 20 dakika kadar bekledikten sonra yine ılık suyla yıkayın. Ardından bir nemlendirici sürmeyi ihmal etmeyin. Yağlı ciltlere haftada iki defa maske yapabilirsiniz. Normal ve kuru ciltler için haftada bir kere yeterli.YAĞLI CİLTLER İÇİN MASKEYUMURTA AKI MASKESİ: Yumurta akını iyice çırptıktan sonra içine bir çay kaşığı limon suyu koyun ve bekletmeden yüzünüze-boynunuza sürün. ŞEFTALİ MASKESİ: Tüylü bir şeftaliyi mutfak robotundan geçirip saf olarak kullanın.NORMAL CİLTLER İÇİN MASKESALATALIK: Salatalıkları halka halka doğrayıp cildinize sürün. ÇİLEK: Birkaç çileği yıkayıp doğrayın. Sonra ezip bir kaşık arpa unu ile karıştırın. KIRIŞIKLIK MASKESİ Bir yumurta akını ayırın, aynı miktarda alkol ile karıştırıp maske yapın.KURU CİLTLER İÇİN MASKE YUMURTA SARISI: Yumurtanın sarısını çırptıktan sonra içine birkaç damla elma sirkesi ile birkaç damla zeytinyağı karıştırıp cildinize sürebilirsiniz. LİMON MASKESİ: 1 limonun suyunu sıkıp, yumurtanın sarısı ve çok az miktarda zeytinyağı ile karıştırın. BALLI YUMURTA MASKESİ 1 yumurta sarısına 1 yemek kaşığı bal karıştırın.LEKELİ CİLTLER İÇİN MASKEHAVUÇ VE ELMA Havuç ile elmayı rendeleyin, karıştırıp cildinize sürün.ÇİLEKLİ VE SÜTLÜ MASKE Rendelenmiş çileğin içine badem yağı ya da süt ekleyip maskenizi hazırlayın.Bugün

Yılbaşı şıklığınız Koton’dan...

Kaliteyi ve şıklığı uygun fiyatlarla buluşturan Koton, size ve sevdiklerinize sunduğu birbirinden renkli hediye seçenekleriyle yılbaşı heyecanınıza ortak oluyor.
Yeni yılı sürprizlerle karşılayan Koton, özel koleksiyonundan size ve sevdiklerinize birbirinden şık alternatifler sunmaya, modern, şık, bakımlı ve dinamik metropol insanının tek tercihi olmaya devam ediyor.Koton’un kış koleksiyonunda, parlak taşlar, altın ve gümüşlere sıklıkla yer verilirken, gündüz ve gece giyilebilen pul payetli elbise ve bluzlarla çekici bir görünüm yaratılıyor. Boynu açıkta bırakan derin yakalar feminen cazibeyi destekliyor. Gece renklerinin yanı sıra kırmızı da tüm cazibesiyle koleksiyonun ayrılmaz bir parçası oluyor.Ünlü tasarımcı Bora Aksu’nun Koton için hazırladığı koleksiyonda yer alan parıltılı ve pullu kıyafetler ile de tüm dikkatleri üzerinize çekmeniz mümkün. İnce dantellerin arasında kullanılan jarseler, şifonların altına gizlenmiş gümüş dokulu kumaşlar, koton jarselerin üzerindeki payet işlemeli kumaşlar sayesinde şıklığınıza şıklık katabilirsiniz.Koton’un birbirinden şık, gösterişli koleksiyonlarına, uygun fiyat ve taksit seçenekleri ile kolayca ulaşarak, yeni yıla muhteşem bir başlangıç yapabilirsiniz. Üstelik CardFinans ile yapacağınız alışverişlerde 3 yerine 8 taksit imkanı ile...

Tamamen size özel renkler

“Acaba istediğim renk tutar mı?” kaygısı yaşamadan, aklınızdaki rengin aynısını duvarlara yansıtabilecek bir boya markası olduğunu bilseydiniz ne yapardınız?
Boyada Avrupa’nın en bilinen markası Caparol tarafından geliştirilen ve Filli boya tarafından Türkiye’ye sunulan ColorExpress Kişiye Özel Renk Üretimi, farklı renklerin kesin tanımlarının yapılabilmesini sağlayan bir sistem. İnsan gözünün algılayabileceği tüm renklerin eksiksiz ve kesin tanımını yapabilmek için, her rengin bulunduğu noktanın aydınlık, renk doygunluğu ve renk tonu alanları içindeki sayısal değerlerinin bilinmesi gerekiyor. Bu özel sistemle istenilen renk tonunu tanımlamak ve tüm renkleri elde etmek mümkün. ColorExpress Kişiye Özel Renk Üretimi ile; ister bir litre ister yüz litre olsun, istenilen renk, ton ve miktarda boya , Filli Boya’nın Renklendirme Merkezleri’nde kişiye özel olarak hazırlanıyor. Filli Boya Renklendirme Makineleri, daha geniş kitlelere ulaşmak için bayilere yayılıyor.ColorExpress Renklendirme Sistemi:ColorExpress renk kartelası 1108 renk ve 50 renk tonu grubundan oluşuyor. Bir ton grubu sayfasında 6 renk bulunuyor. Filli Boya, ColorExpress Renklendirme Sistemi ile 3D ColorExpress Renk Kartelası’na ek olarak, en çok bilinen uluslararası renk kartelaları (Ral,NCS..vs) dahil 20.000 farklı renk alternatifi sunuyor. ColorExpress Kişiye Özel Renk Üretimi ile üretilen renkler yıllar sonra yine renk tutturma sorunu olmaksızın defalarca üretilebiliyor.ColorExpress Kişiye Özel Renk Üretimi ile hem su bazlı hem de solvent bazlı ürünler renklendirilebiliyor. ColorExpress Renklendirme Makineleri, Türkiye’de su bazlı boyaları su bazlı pastalarla, solvent bazlı boyaları solvent bazlı pastalarla renklendirme teknolojisine sahip tek renklendirme sistemi olup, bu nedenle ColorExpress Renklendirme Makinelerinde üretilen boyanın kalitesi, universal pastalarla renklendirilen ürünlere göre çok daha üstündür.

Gözdeki sinsi hastalık

Belirgin bir şikayet oluşturmadan ilerleyen, körlükle sonuçlanabilecek hastalık: Glokom
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nuray Akyol, 6 Mart Dünya Glokom Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, görme sinirinin göz içinde kalan bölümünün ilerleyici hasarıyla oluşan bir hastalık olan glokoma karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Bu tür hastalıkların çoğunun belirgin bir şikayet oluşturmadan yavaş yavaş ilerlediğini ve tedavi edilmezse körlükle sonuçlanabilecek görme azlığına neden olabildiğini anlatan Akyol, şunları kaydetti:“Gözü bir futbol topu gibi düGlokomşünecek olursak, göz içi basıncı, topu şişkin tutan basınç gibidir. Gözün normal şeklini ve fonksiyonlarını sürdürebilmesi için bu basınç gereklidir. Göz içi basıncını oluşturan, kapalı bir kutu olan göze giren ve çıkan sıvılar arasındaki dengedir. Göz içi basıncı yüksekliği glokom için bir risk faktörüdür. Ama her yüksek basınçlı hasta glokom değildir. Göz içi basıncının yüksek olmasıyla beraber, yıllar içinde bu basıncın artması veya gün içinde büyük değişiklikler göstermesi glokom lehine değerlendirilir. Glokoma bağlı görme azlığı pek çok göz hastalığının aksine tam olarak tedavi edilemez. Örneğin katarakttaki gibi ameliyatla düzelmez. Önlenebilir bir göz hastalığı olan glokom tanısının henüz görme kaybı gelişmeden konulması gereklidir.”GLOKOM TİPLERİGlokomun birçok tipi bulunduğunu ve sanıldığı gibi yalnızca bir yaşlılık hastalığı olmadığını vurgulayan Akyol, “konjenital glokom” gruplarının doğuşta veya hayatın ilk yıllarında; “jüvenil glokom”un geç çocukluk ve gençlik yıllarında, başka bir göz hastalığına bağlı ikincil olarak gelişen glokomların ise her yaşta görülebildiğini söyledi.Glokomların büyük bölümünün erişkin hastalığı olduğunu, 40 yaş üstünde görüldüğünü ve yaş ilerledikçe sıklığının arttığını belirten Akyol, bu grubun “Birincil glokomlar” olarak adlandırıldığını kaydetti.Bu hastaların yüzde 90’dan fazlasında görülen ve “Primer açık açılı glokom” olarak adlandırılan göz rahatsızlığında, yavaş ve sinsi seyreden bir görme siniri harabiyeti sonrası hastaya ani gibi gelen bir görme azlığı geliştiğini anlatan Akyol, “Bu, aslında görmenin azaldığı glokomun son dönemidir ve görme siniri liflerinin 4’te 3’ünün harabiyetinden sonra görülür. Yani hasta görmesinde değişiklik fark ettiğinde, hastalık başlangıç ve orta seviyedeki dönemlerini geçirmiş, son dönemine girmiştir” dedi.Bu gruptaki hastaların 3 veya 4’te birinde göz içi basıncının normal sınırlarda olduğunu ifade eden Akyol, “Primer dar açılı glokomlar ise yüksek göz içi basınçları yüzünden genellikle hastada göz ve baş ağrıları oluşturur. Dolasıyla da daha erken tanı konulabilir” dedi.RİSK FAKTÖRLERİAkyol, primer açık açılı glokom için en önemli risk faktörlerinin yaş, yüksek göz içi basıncı ve genetik yatkınlık olduğunu, bunların dışında ırk, myopi varlığı ve migren gibi risk faktörleri de bulunduğunu bildirdi.TANIYaygın inanışın tersine, glokom tanısının yalnızca göz içi basıncının ölçülmesiyle konmadığını kaydeden Akyol, “Hatta göz içi basıncı ölçümü tanı araçlarından biri de değildir. Glokom tanısı görme sinirinin yapısal ve fonksiyonel değerlendirmesiyle konur” dedi.Yapısal değerlendirmenin retina tomografisi ve optik sinir başı topografisiyle yapıldığını anlatan Akyol, görme alanı muayenesiyle de değerlendirmeye ihtiyaç bulunduğunu anlattı.TEDAVİGlokomun tedavi edilebilir bir hastalık olmadığının altını çizen Akyol, “Glokom tedavisi, yüksek göz içi basıncının tedavi edilmesidir. Böylece hasar yavaşlatılmış veya durdurulmuş olur. Ama hasarın telafisi mümkün değildir” dedi.Akyol, hastalığın başlıca tedavi yöntemlerinin ilaç kullanımı, lazer uygulamaları ve cerrahi müdahale olduğunu bildirdi.“Geç kalmamak için genç yaşlardan itibaren göz tansiyonu ölçtürülmelidir” uyarısında bulunan Akyol, “Normal” ya da “düşük” sözcüğüyle yetinilmemesi gereğine işaret etti.Akyol, 40 yaş üstünde ve ailede glokomlu biri varsa bunun daha da önemli olduğunu vurgulayarak, “Göz içi basıncı, risk oluşturacak düzeydeyse veya klinik olarak glokom lehine bulgular saptandıysa, doktorunuz sizi uyaracak ve görme sinirinizle ilgili bazı testler yaparak gerekli önerilerde bulunacaktır” dedi.AA

Saçlarınızı yaza uydurun

Bu yaz ayakkabılar, kıyafetler ve aksesuarlar çok renkli. Peki ya saçlar? İşte size bu yazın kadın ve erkek saç modası.
Moda artık kadınlar için olduğu kadar, erkekler için de yakından takip edilen bir olgu. Yazlık ayakkabı, kıyafet ve aksesuar modelleri vitrinlerde yerini almışken, saçları kışın ağırlığından kurtarmanın da tam zamanı. Kışın yıpranan, sönen ve pırıltısını kaybeden saçlar, kuaförlerin ve çeşitli kozmetik ürünlerinin de yardımıyla ışıl ışıl bir görünüme bürünüyor. O halde bu yazın moda saç renklerine ve modellerine yakından bakalım. Bakırın egemenliği Kadın saç modellerinde her yaz sezonunda olduğu gibi bu yıl da gölgeler ve ışıltılar dikkat çekiyor. Sezonun en fazla kullanılan rengi ise bakır. Saç modellerinde ise hareketlilik ön plana çıkıyor. Koyu renk tene sahip kadınlar, bal köpüğü, karamel ve bakır sarısını tercih ederken, açık renk tenlilere buğday ve kum sarısı öneriliyor. Platin, bej ve kemik gibi soğuk tonlar da hala gözde. Yaz saçlarında balyajlara da çok rastlanacak. Özellikle açık tenlilerde, açık tonlarda gölgelendirmeler, esmerlerde ise bakırın değişik tonları kullanılacak. Başta kakao rengi olmak üzere kahve tonları da yaz sezonunun vazgeçilmezleri arasında yer alacak. Uzun saçların revaçta olacağı yaz aylarında- saç boyları da uzun olacak. Yumuşak dalgalar, saçlara romantik bir hava verecek. Gece ve gündüz modelleri de iki zıt uç arasında gidip gelecek. Gündüz modellerinde hint işi boncuklar, tahta tokalar ve örgülerle süslü doğallık ve etnik tarzlar öne çıkarken, balon topuz gibi gece modellerinde ise zerafet ve şıklık ön planda olacak. Ya erkekler? Erkek saç modasında da naturel ve keskin hatlı kesimler var. Ancak geçtiğimiz yıla göre saç boylarında belirgin bir uzama söz konusu. Hafif bakır sarısı balyajlar, bu yaz erkekler için de vazgeçilmez olacak. Şekillendirmede ise briyantin ve wax oldukça fazla kullanılacak. Ayrıca modayı yakından takip eden erkekler, saçlarını hacimli gösteren köpükler ve jölelere ihtiyaç duyacak. Saçlar, elle tarama sayesinde hem çarpıcı, hem çekici, hem de doğal bir havaya bürünecek. Bu arada daha çok gençler arasında yaygın olan rastalar da gözde olmaya devam edecek.

Seks hayatı iyi olanlar mutlu!

Seks hayatı iyi olanlar, sosyal hayatta daha mutlu...
Denilen o ki, iyi bir seks hayatı olanlar mutlu ve huzurlu, olmayanlar ise yaşamdan zevk almakta zorlanıyor! Tersini iddia edenler de var, yani seksin çok da önemli olmadığını. Peki sizce hangisi doğru. Fiziksel ihtiyacın, dışında önemli bir psikolojik unsur olarak da görülen seksin, hayatımızdaki olumlu ya da olumsuz etkilerini artık hepimiz biliyoruz. Bu konuda yapılan araştırmalar, iyi bir seks hayatı olan kişilerin, mutlu ve huzurlu olduğunu ortaya çıkarıyor. Özellikle cinsel yaşamında mutlu olamayan kişilerin, hayattan zevk almakta da güçlük çektikleri belirtilmiş. Hayatımızda büyük bir yer tutan seksin, ne derecede önemli olduğu tartışılırken, uzun süreli ilişkilerde karşılaşılan sorunların çiftleri seksten soğuttuğunun ve yeni arayışlara ittiğinin altını çiziyor.Her konuda olduğu gibi bu konuda da iki farklı görüş söz konusu... Seksin çok önemli olduğunu iddia edenlerin görüşleriyle, önemli olmadığını savunanların görüşlerini araştırdık. İşte sonuçlar...Seks, ilişkinizdeki sorunlarınızın en basit nedeni. Hayata bakış açınızı değiştirme gücüne bile sahip olan seks, mutluluğunuzun ya da asabiyetin de kaynağı aynı zamanda..."En son ne zaman seks yaptığımı hatırlamıyorum. Hayatta seksten başka zevkler de var" diyebilirsiniz. Evet, gerçekten de hayatta zevk alabileceğiniz başka şeyler de var. Özellikle sıradan bir ilişkiniz varsa, "başka şeyleri" seksten daha önemli görebilirsiniz. İyi birer arkadaş olabilir ve iki arkadaşın yaptıklarını yaparak mutlu olabilirsiniz. Ancak gerçek cinsel birlikteliğiniz yoksa, "sevgili" olduğunuzu iddia edemezsiniz.Bir düşünün.... Her gece aynı yatağı paylaştığınız eşinizle seks yapmıyorsunuz. Ya da seks yapma sıklığınız yok denecek kadar az. Bu durum, eşinizin ya da sevgilinizin cinsel anlamda, sizi isteyip istemediği şüphesini uyandıracaktır doğal olarak. Sonuç olarak, sıradan, mutsuz, özgüveni sarsılmış bir ruh haline sahip olacaksınız.Gelelim seksi önemli kılan diğer tezlere... Seksi, sadece çocuk sahibi olmak için geçilen sıradan bir yol olarak görmemek gerekiyor. Çünkü mükemmel bir seks hayatı olan çiftler, aynı zamanda birbirlerini çok iyi tanıyan çiftlerdir. Yatakta birbirlerini "yakinen" tanıma fırsatı bulan partnerler, ünlük hayattaki sorunlarının üstesinden gelme konusunda daha pratiktirler.Eğer seksi yok sayarak yaşamaya devam edersiniz, ilişkinizde "zorlanmalar" olduğunun farkına varacaksınız. Bu sorunu görmezden gelip, bu şekilde ilişkinize devam ederseniz de yapacağınız tek şey, "Hayattan zevk alacak başka şeyler de var" demek olacaktır.Aslında bu telkin, yavaş yavaş birlikte yaşayan iki arkadaşa dönüştüğünüzü, artık bir sevgli hayatı yaşamadığınızın en önemli göstergesi. Çünkü seks, iletişimin en genel yoludur! Seksin olmadığı bir hayat, sizi bir süre sonra bunalıma sürükleyebilir.Uzun süreli bir ilişkide hep aynı kişiyle birlikte olmak, sizi sıkmış olabilir. Eğer gerçek sebep buysa, ayrılıp yeni biriyle gizli kalmış tutkularınızı ortaya çıkartmak isteyebilirsiniz.Herkes seks hakkında yalan yanlış bir şeyler konuşuyor. Peki seks gerçekten bu kadar önemli mi? Hayır! Yeni biriyle birlikte olmak, heyecan dolu olduğu kadar, sizin sekste ne kadar iyi olduğunuzun bir kanıtı da olabilir. Ama uzun süreli bir ilişkide her defasında daha iyi olmak zorundasınız. Ancak repertuarınız aynı olduğu sürece yeni parçalar çalamazsınız. "Seks iyidir, daha çok seks ise daha iyidir" türü bir mantık bir süre sonra monoton ve sıkıcı bir hayata dönüşecek ve seksten zevk almamaya başlamanıza yol açacaktır.Uzun süreli bir ilişkide seks, yıllar önce aldığınız bir elbiseyi her gün giymek zorunda kalmaya benzer! Elbise aynıdır, giyme şekliniz aynıdır. Yeni olan, heyecan verici olan hiçbir şey yoktur. Eğer iyi bir seksin hayatınızda olmasını istiyorsanız, iki tercihiniz var: Ya yeni bir ilişkiye başlarsınız, ya da daha az ama daha iyi seks yapmayı tercih edersiniz. Birçok çift ikinci yöntemi uyguladıklarını ve faydasını gördüklerini anlatıyor. Sürekli ve monoton olmayan, zorunluluk ve alışkanlık haline gelmeyen seks, sizi heyecanlandırmaya devam edecektir.

28 Ekim 2012 Pazar

Kalın bağırsak kanserine erken teşhis

Uzmanlar, kalın bağırsak kanserinde erken teşhisinin önemine işaret ederek, "Dışkıdan kan gelince gerekli tetkikler yapılsa, hastalğın erken yakalanabildiğini belirttiler.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Kuzu, kalın bağırsak kanserinde erken teşhisinin önemine işaret ederek,"Dışkıdan kan gelince gerekli tetkikler yapılsa, hastalık erken yakalanabiliyor" dedi.Prof. Dr. Ayhan Kuzu, yaptığı açıklamada, kalın bağırsak kanserinin kadında meme kanserinden sonra ikinci sırada, erkekte de mide, akciğer ve ürogenital bölge kanserleriyle birlikte üçüncü sıradagörüldüğünü söyledi.Sağlık Bakanlığı’nın 2003 yılı verilerine göre kansere bağlı ölümlerde kalın bağırsak kanserinin üçüncü sırada olduğunu hatırlatan Kuzu, bukanser türünde erken teşhisin önemine dikkati çekti. Hastalığın, dışkıda ve makattan kan gelmesi şeklinde kendini gösterdiğini belirten AyhanKuzu, bu belirtilerin basurda da görülmesi nedeniyle bu iki hastalığın birbiriyle karıştırılabildiğine işaret etti.Prof. Dr. Kuzu, Türkiye’de insanların muayeneden çekindikleri için hekime başvurmadıklarını belirterek, şunları söyledi: "İnsanlar kanasalar bile doktora gitmiyorlar. Utandıkları, sıkıldıkları için muayeneden kaçıyorlar. Halk arasında kanaması olan kişiye, (Boşver, basurdur. Eczaneden şunu al), diyerek doktorculuk oynuyorlar. Gecikmenin en önemli nedeni, makattan veya dışkıda kan gelen hastaların utanmaları, sıkılmaları veya (Bu nasıl olsa basur hastalığı) diyerek boşvermelerinden kaynaklanıyor. Halbuki dışkıdan kan gelince gerekli tetkikler yapılsa, hastalık erken yakalanabiliyor."GEÇ TEŞHİSİN ZARARI-Prof. Dr. Ayhan Kuzu, kalın bağırsağın son 10-12 santimlik bölümü olan rektum bölgesinde görülen kanser türlerinde teşhisin geç yapılması halinde gerçekleştirilen operasyonla makatın iptal edildiğini ve bağırsağın karın duvarına çıkarıldığını anlattı.Bu durumda hastanın, ömür boyu karın duvarından yapılan boşaltımı taşımak üzere bir torbayla yaşamak zorunda kaldığına dikkati çeken Kuzu,"Bu torba olayını önlemek için hastalığın erken tanısı ve doğru tedavisi çok önemli. Doğru teknikle ameliyat olursa veya hasta hekime erken gelirse karın bölgesinde torba taşıması zorunluluğu da önlenebilir" diye konuştu.Milliyet

Toksinlerden Arınma Diyeti

Avrupa’da çok yaygın olarak uygulanan “Detoksifikasyon Programı” kendisini sürekli yorgun hisseden, sigara, alkol tüketen ve yoğun stresle karşı karşıya kalan kişiler hedeflenerek hazırlanmış, yılda bir ya da iki kez uygulanabilen bir program. Bu program sayesinde vücudunuz “toksin” denilen zararlı maddelerden arınacak ve kendinizi daha dinç ve enerjik hissetmenizi sağlayacak.
Ayrıca bu programla kilo vermek ve ideal kiloya kavuşmak da mümkün. Ancak programı mutlaka uzman kişiler denetiminde almak ve program öncesinde bazı sağlık testlerini yaptırmak şart. Detoksifikasyon yani toksinlerden etkili bir biçimde ve doğal yollardan arınma, sağlıklı ve dengeli bir vücut için anahtar kelime. Toksinlerden arınmak demek, sağlığı tehdit eden pek çok hastalık ihtimalinden de arınmak demek. Uzmanlardan alınan bilgiler bu programa devam eden kişilerin program sonunda mutlaka kendilerinde bir fark hissediyor olmaları yönünde. Örneğin metabolizma hızı yüzde 7 oranında artıyor ve romataoid artrid ağrıları önmeli ölçüde azalıyor. Ancak bu programı ve diyeti 1-2 haftadan fazla sürdürmek sakıncalı.Tosin Atıcı bir menüKahvaltıMeyve Kokteyli, Armut TabağıÖğle YemeğiBrokoli Çorbası (Diyet lif ile), Soya Filizi, Zeytin yağı ve Sirkeyle hazırlanmış salata , Kepekli ekmak, Meyve TabağıAraSebze KokteyliAkşam YemeğiSebze Yemeği, Salata, zeytinyağı ve sirke ile, Kepek Ekmeği, Meyve SalatasıGeceBitki çayıProgramda neler var?Detoksifikasyon Programı diyet, spor, masaj ve vücut bakımlarından oluşan komple bir program. Her gün yapılan jogging, streching, su jimnastiği ve fitness’ın yanında sauna ve buhar banyosuna girmek de gerekiyor. Bunun dışında zindeleştirici bakımlarla, aromaterapik masajlar katılımcıların yaptıracağı diğer işlemler. Detoksifikasyon Programı’nın en önemli kısmı ise tabii ki toksinlerden arındırıcı diyet. Program Avrupa’da yaygın olarak uygulansa da ülkemizde şimdilik sadece Silivri Klassis Resort Otel’de uygulanıyor.Toksin atıcılar...Meyve ve sebzelerMeyve ve meyve suları yüksek oranda toksin atıcı etkisi olan besin maddeleri. Sindirim sisteminin çalışmasını destekliyorlar. Su ise tüm diyetlerde olduğu gibi bunda da bir vazgeçilmez. Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırıyor, deri ve idrar yoluyla toksinlerin atılmasında önemli rol oynuyor.Tahıllar ve kurubaklagillerİçerdikleri kompleks karbonhidratlar, lifler, vitaminler ve minerallerden dolayı çok yönlü şekilde faydalı oluyorlar. Bitki çaylarıPapatya, nane gibi bitki çayları sindirim sistemini rahatlatıcı etkilerinden dolayı tercih edilen içeceklerden. Bitkilerin çoğu sakinleştirici, sindirim sistemini arındırıcı, mide bulantısı ve mide kramplarını önleyici özellik taşıyorlar.BaharatlarBaharatlar stimule edici, canlandırıcı, antiseptik, kanser riskini azaltıcı ve gastro-intestinal bozuklukları azaltıcı etkiler gösteriyorlar. Özellikle taze zencefil, kimyon, muskad, ve kişniş tohumunun güçlü toksin atıcı etkileri var.Yağlar ve sirkeZeytinyağı, susam yağı, ayçiçek yağı, badem yağı, ceviz yağı, fındık yağı gibi yağlar önemli yağ asitlerini ve E vitaminini içeriyorlar. Bu özellikleriyle bu bitkisel yağlar kolesterolün düşürülmesinde önemli rol oynuyor. Sirke ise asetik asit içeriyor ve yine toksin atıcı etki gösteriyor.

Bebeğinize domatesli yumurta!

Bebeğinizin yemeye doyamayacağı, anne sütünden sonra en çok proteini içinde barındıran yumurtayla nefis bir mama...
Domatesli Yumurta tarifiMalzemeler:- 1 bütün yumurta ( 1 çocuk için)- 2 kaşık domates suyu- TereyağıHazırlama süresi: 15 dkYapılışı:Porselen küçük bir kâseyi ya da çukurca bir kabı kaynar suyla ıslatın. Sonra hafifçe yağlayın. Bu işlemden sonra bir kaşık domates suyu koyarak üzerine yumurtayı kırın. Çukur kabın ağzını kapatın. Daha sonra bu küçük kabı, içinde sıcak su bulunan çukur bir kabın içine oturtun. Kâsenin içine su girmemesine dikkat edin. Ya ocağın üzerinde ya da fırında 10 dk pişirin. Yumurtanın akı yeterince piştiği zaman ocaktan alıp servis yapın.Bu mamayı 10.aydan sonra bebeğinize güvenle yedirebilirsiniz. Kadıncakararınca.com

Kadınlar bu haber size!

Bisküvi, dondurma, kola derken kozmetik ürünleri de otomatlardan satılmaya başlıyor.
Erkul Kozmetik, ıslak mendilden ojeye, maskaradan asetona kadar değişik ürünleri otomatlarla tüketiciye ulaştıracak. Bu otomatlar metro istasyonlarında, vapurlara, tren istasyonlarına, otogarlara, alışveriş merkezlerine konulacak. Erkul Kozmetik, dünyada ilk kez uygulanacak olan ve kendi tasarımı "Koz-matik" adlı yeni ürünü tüketicinin kullanımına sunuyor. "Koz-matik" oje, ıslak mendil, maskara, aseton, parfümlerin pratik bir şekilde edinilebileceği otomat sistemiyle çalışıyor. Metro istasyonları, vapur iskeleleri, tren istasyonları, oto-garlar, alışveriş ve iş merkezleri, okullar gibi sirkülyoğun olduğu alanlarda yer alacağı Koz-matikler, bozuk parayla çalışacak. Sabah

Makarnadan korkmayın!

Sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorsanız veya kilo vermeye çalışıyorsanız makarnadan korkmanıza gerek yok.
Makarna un ve sudan oluşmuyor. Protein içeriği yüksek olan durum buğdayından elde ediliyor ve kan şekerini hızlı yükseltmiyor, tok tutuyor. B vitamini için de iyi bir kaynak.Makarna da sağlıklıSağlıklı beslenmeye dikkat ediyorsanız veya kilo vermeye çalışıyorsanız makarnadan korkmanıza gerek yok. Makarna un ve sudan oluşmuyor, protein içeriği yüksek olan durum buğdayından elde ediliyor ve kan şekerini hızlı yükseltmiyor, tok tutuyor ve B vitamini için iyi bir kaynak. Türkiye Makarna Sanayiciler Derneği’nin (TMSD) yaptığı bir araştırmaya göre, toplumun yüzde 93,6’sı makarnanın sadece un ve sudan yapıldığına inanıyor. Oysa makarna 'durum buğdayı'ndan elde edilir. Durum buğdayının protein içeriği yüksektir. Çok az uygulanan işlemden sonra durum buğdayı irmiğe dönüşür ve makarna da elde edilen bu irmikten yapılır. Haşlama suyu dökmemeliMakarnanın haşlama suyu dökülmemeli. Makarnanın içerdiği vitaminler, "suda çözünebilen vitaminler" olduğu için haşlama suyunu dökmemelisiniz. Az suda suyunu çektirerek pişirmek, yapacağınız en doğru pişirme yöntemi olacaktır. Makarna haşlandıktan sonra suyunu döken kişilerin oranı ülkemiz için yaklaşık yüzde 73.8. Makarnanın haşlama suyunu dökmek yerine çorbalarınızda bu haşlama suyunu kullanmanız da hem besleyici, hem de lezzetli bir çorba içmenize yardımcı olacaktır.Makarna besin değeri yönünden önemlidir. Makarna tiamin, riboflavin, niasin, pridoksin, folik asit gibi vitaminlerle birlikte potasyum, magnezyum, çinko, bakır, selenyum gibi mineraller içerir.Makarnada kaloriyi sosu belirler500 gramlık bir paket makarna pişirildiğinde, süzüldükten sonra 1000 - 1250 gram ağırlığına ulaşır. Bu miktardaki makarna, 250 - 350 gram ağırlığında, dört porsiyon olarak servis edilebilir. Bir porsiyon makarna bir öğün için doyurucudur ve tok tutar. Kalorisi ise üzerine eklenen sostan etkilenir. Bir porsiyon sade makarna 450 kalori verir. Eğer sos ilave ederseniz kalori şöyle artar:• 200 gram light yoğurt ile 96 kalori eklerseniz 546 kalori.• 2 dilim az yağlı peynir ile 96 kalori eklerseniz 546 kalori.• Sebzeler ile 80 kalori eklerseniz 530 kalori Light ton balığı ile 120 kalori eklerseniz 570 kalori.• Napoliten sos ile 173 kalori eklerseniz 623 kalori.• Bolognez sos 223 kalori eklerseniz 673 kalori Kremalı mantar sos ile 273 kalori eklerseniz 723 kalori almış olursunuz.Düşük kalorili makarna tarifleriPeynirli makarna(5 Kişilik)Malzemeler:1 paket fiyonk makarna1 kutu light labne peynir2 çorba kaşığı sıvı yağ1 - 2 diş sarmısakKıyılmış maydanozKarabiber, az tuzYapılışı:Makarna, suyu dökülmeden haşlanır, kıyılmış sarımsak ve maydanoz yaÇ ile hafifçe çevrilir.Makarna ile sarımsaklı maydanozlu sos ve labne karıştırılır, üzerine karabiber serpilerek servis eldir.Kepekli makarna(5 Kişilik)Malzemeler:1 paket kepekli makarna1 avuç soya filizi1 kilo mantar3 domates150 gram tavukSoğan2 çorba kaşığı sıvı yağ, az tuzYapılışı:Makarna, suyu dökülmeden haşlanır. Yağda önce soğan, mantar, domates ve tavuk sote edilir. İndirmeye yakın soya filizi ilave edilip, makarna ile harmanlanır.Bodybank hesabınızı gözden geçirin.Gittiğiniz restoranda garsona soru sormaktan çekinmeyin. Beyaz ekmek yerine kepekli seçeneğini mutlaka sorun ve isteyin. Bilmediğiniz sosların içeriğini öğrenmeye çalışın. Umutsuzluğa kapılmayın!Kilo verme programlarında duraksama dönemi olması çok normaldir ve bu durum herkesin başına gelir. Böyle dönemlerde sakın umutsuzluğa kapılmayın. İlk haftalarda hızlı bir su kaybı olabilir. Sonrasında yağ yakacağınız için yavaş kilo vermek sizi korkutmasın, devam edin.Yemek öncesi servis edilen ekmek ve zeytinyağ sosları, yiyeceğiniz salatadan daha fazla kalori almanıza sebep olur. İştahınızı kontrol etmek için yavaş yemeye çalışın. Her lokmadan sonra çatal - bıçağı bırakın. Yemeğinizi seyredip, mutlu bir ifadeyle tekrar ikinci lokmayı alın. Yemekle savaşmak yerine, onu gerçekten bir kutlama haline getirin.Dilara Koçak / Hürriyet

Kırmızı ve enerjik!

Hem enerji, hem yaşama sevinci veriyor... Bilmiyoruz farkettiniz mi fakat mutfaklara kırmızı çok yakışıyor!
Canlılık ve dinamizmin en iyi temsilcilerinden biri kırmızının kullanımı; mekanları dekore ederken dikkat istiyor. Kan akşını hızlandırıp biraz da tansiyonu yükselten renk, insana büyük bir yaşam enerjisi verip konsantrasyonu güçlendiriyor. Misafir ağırlamayı en önemlisi yemek yemeyi ve yedirmeyi seviyorsanız, kırmızı sizin için en doğru renk. Uzak Doğu felsefesi olan Feng Shui, çok güçlü çağrışımları olan kırmızının dozunda kullanılmasını öneriyor. Feng Shui, kırmızının mutfaklarda kullanılmasından yana. Bu felsefeye göre; mutfak ateş enerjisi bakımından zengin bir mekan olduğu için, ocak ve fırın üzeri kırmızı bir şeylerle kaplanmalı. Mutfak dolaplarında da kırmızıdan vazgeçmemek gerekiyor. Kırmızı bulunduğu ortamda hakimiyet kuran bir renktir. Bu nedenle ev dekorasyonunda kırmızıyı zemin olarak tercih etmek yerine farklı renklerle beraber kullanarak tek bir objeye vurgu yapılabilir.Kırmızının bitmek tükenmez enerjisi, kan akışını hızlandırıcı özelliği aile bireylerine de yansır. Oturma odasında kullanılan kırmızı tonlar yaratıcı etkinliklerin oluşmasına katkıda bulunur. Mutfakta kullanılan kırmızı ise iştah açıcıdır, yemeklere ayrı bir tat ve lezzet katar.Kırmızı insanları çabuk karar almaya, beklentilerini arttırmaya teşvik eder, bu özelliğiyle ofis ve işyerlerinde kırmızının olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir. Kırmızının tek önerilmediği yer yatak odalarıdır. Çünkü kırmızı fonlu mekanlarda zaman kavramı kaybedilir bu da uykusuzluğa neden olabilir.

Seksi bakışlar...

Doğru uygulanan makyaj ve seksi bakışlarla erkekleri delirtin...
Seksi dumanlı bakışlar ofis ortamı için iyi bir makyaj seçeneği olmayabilir ancak bar, gece kulübü ya da akşam yemeği için size seksi bir hava verebilir. Doğru uygulanan seksi kara bakışlarla istediğiniz erkeğin bakışlarını üzerinize çekebilirsiniz. Peki dumanlı gözlere sahip olmak için nasıl makyaj yapmalısınız?Renklerinizi seçinDumanlı gözler için koyudan açığa doğru giden 3 tona ihtiyacınız olacak.. Ancak bu siyah ya da gri olmamalı.. Mor, mavi, yeşil ya da seçeceğiniz herhangi bir renk ile bu etkiyi elde edebilirsiniz.Renkler nasıl uygullanır?Kaş kemiğinize ve göz kapağınızın üzerine en açık tonu uygulayın.Göz kapağınıza orta tonu uygulayın. Açık ve koyu rengin birleştiği yere en açık ve orta tonu karıştırarak sürün.En koyu rengi, üst kirpik çizginize sürün ve parmağınızı kullanarak dağıtın.En koyu rengi alt kirpiklerinize de üst kirpik çizginize uyguladığınız gibi uygulayın. Apply the darker color along yourSeksi bakışlarınızı tamamlamak için kirpiklerinize harika bir maskara ve eye liner uygulayın.(Leyditurk)

Bu yaz jean gelinlikler moda

Dünyaca ünlü gelinlik markalarını Türkiye’ye getirmesiyle ünlü Beyaz Butik sezonun ilk defilesini Pazar günü Ulus 29’da yapıyor. Defilede 40 parçalık Cymbeline koleksiyonu tanıtılacak. Ünlü Fransız markası Cymbeline Türkiye’de bir tek Beyaz Butik’te satılıyor.
Cymbeline terzi olan üç kız kardeşin, Evelyne, Chantal ve Monique’in güçlerini birleştirmesiyle kurulmuş bir marka. Kardeşler ilk atölyelerini bundan 30 yıl önce 17. yüzyıla ait bir imalathanede açmışlar. Bu atölyede çağdaş ve romantik gelinlikler tasarlamışlar. Daima dinamik bir çizgi yakalayan Cymbeline bugün dünyanın en ünlü birkaç gelinlik markasından biri. Kanada’dan Japonya’ya kadar onlarca ülkede butikleri var. Cymbeline’i artık Evelyne, Chantal ve Monique tasarlamıyor. Bayrağı 2003 yılında Andreas Angerer isimli bir tasarımcı devraldı. Angerer iki yıldır markada büyük bir değişim rüzgarı estiriyor. Cymbeline’i gençleştirdi, modernleştirdi. Tasarımcının 2005 yaz koleksiyonunu Beyaz Butik’in sahibi Fatoş Erbil şöyle anlatıyor: ‘Bildiğiniz gibi Cymbeline ilklerin markası. Pastel renk trendini yıllar önce ortaya çıkarmıştı. Modacıları dantel kullanımına özendirmişti. Bu yaz da jean ile danteli harmanlamışlar. Jean gelinlik modası başlıyor. Genç gelinler jean gelinliklere bayılacak. Koleksiyonun adı ‘Wild at heart’ (Gönülden Vahşi). Özgür, kendine güvenen ve bağımsız kadınlarla buluşmayı hedefliyoruz. Cymbeline koleksiyonlarında ana tema her zaman ‘romantizm’ olmuştur. Bu koleksiyonda da romantizm çizgisi mevcut. Kadınlar beyaz gelinlikten çok sıkıldı. Kırık ve kemik renkler geri dönüyor. Angerer pastel renkleri ve somon tonlarını yoğun olarak kullanmış. Koleksiyonumuzda kırmızı ve siyah gelinlik bile var. Müşterileri şaşırtmayı seviyoruz.’ Hikayesi olmayan gelinlik olmazAndreas Angerer hikayesi olmayan hiçbir ürünün değer taşımayacağını düşünen bir tasarımcı. Yaratıcılığın çok önemli olduğunu düşünüyor ama kaliteye inanıyor. ‘İnanıyorum ki kalitesi yüksek olmayan ürünler bu sektörde ayakta kalamaz. Sürekli kalite arayışı, geliştirilmiş yeni teknikler ve malzemeler de dizayn kadar önem kazanıyor artık.’ Beyaz Butik’in Bağdat Caddesi ve Nişantaşı’nın yanı sıra Gaziantep ve Ankara’da da mağazaları var. Mağazalarda Cymbeline’in dışında Christian Lacroix, Madonna ve Nicole Kidman’ın tasarımcısı olarak ünlenen Jenny Packham ve Jesus del Pozo gibi önemli tasarımcıların gelinlikleri satılıyor. Fatoş Erbil yaptıkları işi şöyle anlatıyor: ‘İlk Beyaz Butik’i 8 yıl önce açtım. Çok Markalılık stratejisi ile büyüyoruz. Birçok markanın Türkiye’deki tek temsilcisiyiz. Ağırlıklı olarak Fransız markalar olmak üzere, İtalyan, İspanyol ve İngiliz markalarına da yer veriyoruz.’

Yeni fikirlere açık mısınız?

Evinizin tekdüzeliğinden sıkıldıysanız ve yenilenme için fikir arıyorsanız, sizi buraya alalım.
Yıllardır evinizde değişiklik yapmadınız ve fazla para harcamadan ufak dokunuşlarla yeni bir ev yaratmak istiyorsunuz. Bu imkansız değil; bir abajur, bir halı ve ya bir kutu boyayla evinizi yenileyebilirsiniz. Önemli olan neyi nerede kullanacağınızı bilmek! İşte size birkaç ipucu.AydınlatmaEğer yeterince aydınlık bir salonunuz varsa şık bir abajur sade dekorasyon stilinize farklılık katabilir. Ancak aydınlatma seçiminiz yaparken biraz daha gösterişli modelleri de değerlendirebilirsiniz. Büyük ve renkli abajurları kullanmaktan çekinmeyin.MobilyalarMobilyalarınızda farklılıklar yaratmaktan kaçınmayın. Kiraz bir sehpa ile beyaz lake bir yan sehpayı ya da kumaş koltukla deri koltuğu bir arada kullanabilirsiniz. Ya da cam kenarına koyduğunuz koltukları, oturma gurubunuzdan farklı olarak, perdenizle eş bir kumaşla kaplayabilirsiniz.İnce detaylarSalonda bir odak noktası oluşturulurken gözünüzün en çok hangi noktayı gördüğünü iyi değerlendirmeniz gerekiyor. İçerde birkaç dakika dolaşın, girip çıkın ve gözünüzün nereye takıldığını belirleyin. Ve bu objeyi odağa koyarak salonunuzu yeniden düzenleyin.Renk seçimiTüm odanın renklerini birbirine uygun tonlarda seçebilirsiniz ama tek renk kullanırsanız mobilyalarınız doğal olarak odak noktası oluşturur.ZeminOda içinde farklı zemin dokuları tercih edebilirsiniz. Örneğin ahşap parkeyi tamamen kapatmak yerine sehpa altında kullanacağınız desenli parça halı dikkati bu bölüme toplayabilir.AksesuarlarRenk ve tarzlarına göre aksesuarları birlikte kullanabilirsiniz. Küçük cam vazolar ya da deniz kabukları, değişik boyda şamdanlar gibi. Bu, tüm salonun havasını değiştirmeye yetebilir.Yerleşim düzeniSalonunuzda oturma düzenini televizyona odaklı bir şekilde yerleştirmek yerine birbirine bakan konumda yerleştirirseniz bakış yönünü salonun orta bölümünde çevirmiş olursunuz.PencerelerSalon pencerenizde belli bir odak noktası oluşturabilir. Özellikle yaz mevsiminde güneşin yaydığı parlak ışık salonunuza direkt yansıyorsa çok davetkar bir hava yaratabilir. Bunun için koltuklarınızı pencereye doğru yerleştirebilirsiniz.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Islak mayo mantar riskini artırıyor

Yeditepe Üniversitesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Erkek, yaz aylarında artan kasık bölgesi mantar enfeksiyonundan korunmak için ıslak mayoyla oturulmaması gerektiğini bildirdi.
Emel Erkek, yaptığı yazılı açıklamada, daha çok yaz aylarında görülen mantar hastalığının sıcak, ıslak, nemli, terli ve kapalı vücut bölgelerinde oluştuğunu,bu nedenle deniz veya havuzdan sonra ıslak mayoların en kısa sürede çıkarılması, başkasına ait terlik, havlu gibi eşyaların da kullanılmaması gerektiğini belirtti.Erkek, mantar enfeksiyonlarının ayak parmak aralarında beyaz veya kızarık, kepekli, çatlak, kötü kokulu yamalarla, ayak tabanlarında su kabarcıklarıyla, kasıklarda yarımay şeklinde kepekli, kızarık veya kahverengi yamalarla, tırnaklarda ise renk ve şekil bozukluğuyla kendini gösterdiğini vurguladı.Kaşıntının, tırnak hariç tüm mantar enfeksiyonlarının en önemli belirtisi olduğuna işaret eden Erkek, en sık ayaklarda görülen mantar enfeksiyonlarının, derideki keratini parçalayan enzimler üreten mantar türleri tarafından oluşturulduğunu kaydetti.mantarların varlıklarını sürdürebilmek için bitki, hayvan veya insanları enfekte etmek zorunda olduklarını ifade eden Emel Erkek, şu bilgileri verdi:"Yaz aylarında artan kasık bölgesi mantar enfeksiyonundan korunmak için ıslak mayoyla oturulmamalı. Bu tür mantarlar doğada, toprakta, hayvanlarda ve insanlarda bulunur. Bu odaklarla direkt veya indirekt temasla mantar, derideki bir yara-sıyrık-çatlaktan içeri girebilir ve üç hafta içinde enfeksiyon oluşabilir. Mantarların deride enfeksiyon yaratabilmeleri için yalnızca deriye temas etmeleri yeterli olmaz. Deride uygun ortamı bulmaları gereklidir. Ayrıca genetik yatkınlık, alerjik bünye, şeker hastalığı, bağışıklık sisteminin herhangi bir şekilde baskılanması mantar enfeksiyonlarına neden olabilir. Mantarlar enfekte hastalardan yerlere dökülen kepeklerde iki yıldan fazla yaşayabilir. Bu nedenle banyolarda, duşlarda, soyunma odalarında, iskele, şezlong ve havuzlarda kişi kendisine ait havlu ve terliği kullanmalıdır."CNNTürk

Neşeli ve Yaratıcı Dekorasyon Fikirleri

Eviniz için farklı dekorasyon fikirlerini hayata geçirirken, bundan çok keyif aldığınızı fark edeceksiniz. Bu ay birbirinden eğlenceli 13 fikir seçtik. Bunları yaparken, yaratıcılığınızın da sizi yönlendirdiğini göreceksiniz.
Bahar eviniz için yeni vazolar yapın. Cam bardaklara artan renkli kumaşlardan kılıf dikmeniz yeterli. Renklenin! Kızınızın odasında bir duvarı pembeye boyayıp üzerine küpler takın. Karıştırın! Klasik çizgideki eski koltuğunuzu puantiyeli kumaşla kaplatın.Yenileyin! Lamba şapkanıza dilediğiniz kumaştan yeni kılıflar hazırlayın. Düşünün! Tek tek kalmış boncukları kurdelelere geçirip peçete bilezikleri yapın. Kişiselleştirin! Ütü masanıza en sevdiğiniz kumaştan kılıf yapın.Saksılarınızın bu sefer tersini çevirin; yeniliklere açık olun. Ahşap rafları metal plakalar ile duvara sabitleyin. Metal plakaların yönlerini değiştirerek takın; bölmeler de elde edersiniz. Beyaz yatak örtüsünüze renkli kumaşlardan hazırlayacağınız çiçek motilflerini aplike edin. Balkonunuz ya da bahçeniz için rengarenk ve değişik saksılar yapın. Aynanızın üzerine stickerşlar ile süsleyerek size özel hale getirin. Ilık bahar esintileri için farklı bir rüzgar gülü yapın. Ahşap parçası, renkli ip ve çaputlar yeterli. Evim Dergisi

Islak mayo fena yapar!

Havuza veya denize girdikten sonra yıkanın ve kurulanın, mümkünse de mayonuzu kurusu ile değiştirin yoksaaa...
• Denizden ya da havuzdan çıktıktan sonra mayoların değiştirilmemesi birçok hastalığın oluşumuna zemin hazırlıyor. • Siz siz olun ıslak mayo ile uzun süre oturmayın! Erkeklerde prostat nedeni?• Erkeklerde uzun süre ıslak mayo ile oturmak, idrar yolları enfeksiyonu ve prostata neden oluyor.• Mayolar naylondan yapılır ve sentetik maddeler içerir. Bu maddeler testislerin hava almasını engeller. Ayrıca genital bölgenin uzun süre ıslak kalması, birtakım hastalıklara zemin hazırlar. • Bu nedenle havuz ya da denizden çıkıldığı zaman ıslak mayoların çıkarılıp kuru mayoların giyilmesi gerekir.Vajinal dokunun bozulması ne demek? • Eli sabunla çok yıkadığımızda dokusu bozulur. Normal bakteri dokusunu sabun yok eder. Doku bozulunca da mantar ortaya çıkar, vajina için de bu böyledir. • Havuza atılan klor dokuyu bozar. Vajina temizliği önermiyoruz, yalnızca kurulanmak yeterli. Regl dönemlerinde de havuza girmemekte fayda var. • Adet dönemi kadınların vajinalarının mikroba en açık olduğu dönemr. Arıtma sistemi olmayan yerlerde havuza girmek sağlıksız olur. Tatil yörelerinde deri hastalıkları (mantar, egzama, deri döküntüsü) tatil dönemlerinde yoğun olarak ortaya çıkıyor ve kronik hale gelebiliyor.Havuzlardan bulaşan hastalıklar neler?• Yaz aylarıyla birlikte güneş, havuz ve deniz isteği artıyor ancak bu istekler, başta mantar olmak üzere çeşitli enfeksiyonları da beraberinde getiriyor. • Özellikle vajinal mantarlar, yaz aylarında büyük artış gösteren sağlık sorunlarından... Islak mayo ile kesinlikle durmamalısınız. • Bununla birlikte yeterince temiz olmayan havuz ve deniz suyundan; mide- bağırsak enfeksiyonları, üst solunum yolu enfeksiyonları, kulak, göz ve cilt enfeksiyonları geçebilir.İnsan vücuduyla nasıl temasa geçer? • Yüzme havuzları, havaya ve çevreye açık oldukları için dışarıdan gelen etkilere maruz kalırlar. Bu etkenler arasında mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar yer alır. Hastalıklara neden olan mikroplar rüzgar ile veya yüzücüler tarafından havuza taşınırlar. Klor mikropları tamamen öldürmüyor mu?• Son yıllarda havuzlardan kapılan hastalıklar artıyor. Bununla birlikte klorun yarattığı astım ve kanser gibi hastalıklar medyada da sık sık yer alıyor. • Mikropların suya girmesini engelleyemeyiz. Yapabildiğimiz en uygun şey, bunları en kısa sürede yok etmektir. Bunu klor ile yaptığımız için, klorun yarattığı tehditleri artırmış oluyoruz.Kimler havuza girmemeli? • Ayak enfeksiyonu, deri lezyonu, çıban, göz iltihabı, kulak akıntısı, güneş yanığı, zührevi hastalığı veya herhangi bir bulaşıcı hastalığı olanlar, kendi sağlığı ve toplum sağlığı için havuza girmemeli. • Havuz kenarlarında yiyecek yenmemeli ve sigara içilmemelidir. Uzun saçlılar bone kullanmalı. Suya tükürülmemeli. Havuz bölgesine ayakkabıyla veya dışarıda giyilen terliklerle girilmemeli.Mantar nasıl bulaşır? • Yaz aylarında çok sık görülen diğer bir hastalık grubu mantar hastalıklarıdır. Mantarlar en çok vücudumuzdaki kıvrım yerlerine yerleşmeyi seviyor. • Yani en sık olarak ayak parmak arası, koltuk altı, kasık, sırt, göğüs ve ayak tırnaklarında görülüyor. Erkeklerde ayak mantarı daha sıktır. Sıcak ve nemli hava, kapalı ayakkabılar ve aşırı terleme kolaylaştırıcı faktörlerdir. Mantarlı zeminlerde çıplak ayakla dolaşma sonucunda bulaşır.Tırnak rengini nasıl etkiler? • Bu bölgelerde kızarıklık, soyulma, beyaz kabuklanmalar, şiddetli kaşıntı ve kötü koku en sık rastladığımız belirtilerdir. • Tırnağın mantar hastalığında tırnakta boşalma, kalınlaşma, renk ve şekil değişiklikleri görülür. Mantardan nasıl korunabilirsiniz? • Havuza girmeden önce ve sonra mutlaka duş alın.• Havuzdan ve denizden sonra vücudunuzu nemli bırakmayın, iyice kurulanın. • Tuvalet sonrası temizliği önden arkaya doğru yapın. • Vajinal duşu unutun. Genital bölgeden nemi uzak tutun. • Dar giysilerden kaçının ve pamuklu çamaşır tercih edin. • Parfümlü tampon kullanmayın.• Günlük pette hava geçirgenlik özelliği olanları tercih edin. • İç çamaşırlarınızı diğerleriyle birlikte yıkamayın. Yıkadıktan sonra mutlaka ütüleyin. • Vajinal enfeksiyonların büyük kısmı cinsel ilişkiyle bulaşır. • Bu hastalıklardan korunmanın en etkili yolu olan prezervatif kullanımına özen gösterin.e-kolay

Uzun süre bronz kalmak için...

Herkes sizin mükemmel bronzluğunuza gıpta ediyor. Ne kadar şanslısınız... Bronzluğunuzu uzun süre korumak ister misiniz?
Bronzluğunuzun uzun süre kalıcılığını koruması için bu önerileri mutlaka uygulamalısınız!İçeriden destekSebze ve meyve: Tatil sonrasında bronzluğunuzu korumanın en önemli yollarından biri öğünlerinizde bolca sebze, taze salata ve meyve tüketmeniz. Örneğin, kayısı, havuç ve tazı kırmızı biber uzmanların mutlaka "Yemek gerekir" dediği besinler. İçerdikleri beta-karoten cildin bronz tonunu muhafaza etmesini sağlıyor. Fındık, balık ya da kakaonun içinde bulunan bakır da metabolizmayı aktive ediyor. Ayrıca destek olarak alabileceğiniz özel vitamin kapsülleri de sadece hücreleri korumakla kalmıyor aynı zamanda içten bronzluğu da destekliyor.Bolca su depolayın: Günde en az iki litre su tüketmek gerektiğini artık biliyorsunuz. Çünkü sıvı kan dolaşımını harekete geçiriyor, ciltte daha fazla kan dolaştığında ise cildin rengi ortaya çıkıyor.Dışarıdan destekBol bol kremlenin: Eğer o kadar zahmete girip bronzlaştırdığınız teninizin rengini kışa kadar korumak istiyorsanız, öncelikle cildinizin kurumasını önlemelisiniz. Çünkü kuruyan cilt kepeklenmeye ve oluşan ölü deri hücreleri de pul pul olup dökülmeye başlıyor. Bu yüzden vücudunuzu mümkün olduğunce kremlerle nemlendirmeyi ihmal etmeyin. Güneş sonrası losyonlar, vitamin maskeleri ve jojobalı vücut yağları vücudun nem ihtiyacını karşılamak için ideal.Temizlik şart: Banyoda ya da duş sırasında soft dokunuşlu cilt temizleme ürünlerini kullanın. Alkollü temizleme ürünleri ya da yüz tonikleri güneşten yanmış cilde zarar verir. En iyisi cildinizde bol bol temizleme mendilleri ya da temizleme sütü kullanmak.Duşlar kısa tutulmalı: Sıcak ve uzun banyo ve duşlardan kaçının. Çünkü her ikisi de cildin çok fazla kurumasına neden olur.Ürünlerden yardım alın: Bronzluğunuzun solduğunu düşünüyorsanız, o zaman kozmetik ürünlerinden yardım alabilirsiniz. Bronzlaştırıcı ürünlere en iyi alternatif otobronzan ve vücut losyonu karışımı renkli kremler. Tek sakıncası diz, dirsek ve ayak bileği gibi tehlikeli bölgelerde koyu çizgilerin oluşabilme riski.Kelebek, Nilüfer Pazvantoğlu

Saçınıza kötülük ediyor musunuz?

Saçınızla barışık olmak için önce ona iyi davranmayı öğrenmeniz gerekiyor. Ona saygıda kusur etmez ve incitecek tavırlardan kaçınırsanız, onun da sizi mutlu etmemesi için hiçbir sebep kalmaz!
Sakın yapmayınPaket lastiği gibi üzeri kaplanmamış çıplak lastikleri toka niyetine kullandığınızda, saçlarınıza ne büyük bir eziyet ettiğinizi biliyor musunuz? Saç telleri rahatlıkla bu lastiğe dolanır; hem düğüm olur hem de çabucak kırılırlar.Doğru olanSaçınızı toplamak için lastik bir toka kullanmak istiyorsanız, saçınızın sağlığı için üzeri kumaş ya da iplik dokuma olanları tercih etmelisiniz. Üstelik çeşitli renklerini bir arada kullanarak hoş şekiller yaratabilirsiniz.Sakın yapmayınSaçınızı kuruturken, fönü çeşitli yerlerden gelişi güzel tutmamalısınız. Bu uygulama saçınızın parlaklığını alır.Doğru olanDaha fazla parlaklık için saç kurutma esnasında yapmanız gereken, fön makinesini köklerden uçlara doğru tutarak kurutmak...Sakın yapmayınSaçınızı asla sırılsıklamken taramaya kalkmayın. Saç ıslak olduğunda üç kat daha zayıftır ve kırılmaya müsaittir.Doğru olanBanyodan çıktıktan sonra bir süre havluyla bekleyin. Nemi alınmış saç, taranmaya en uygun saçtır. Bu arada kullanacağınız tarağın da geniş dişli olmasına dikkat edin.

Hızlı atıştırmayın!

Çok hızlı yemek yemek vücudunuzun aşırı yemek yemeye karşı geliştirdiği koruma mekanizmasını bozabilir. Yemek yemenizi yavaşlatmak için size çok basit iki ipucu vereceğim.
Hızlı yemek yeme yarışına katılmış gibi davranıyorsanız arkanıza yaslanıp derin bir nefes almanızı tavsiye ederim. Sadece kilolu bireylerin sorunu değil bu durum. İnce olan çoğu kişi de o kadar hızlı yemek yer ki ağızdaki tat memecikleri yemeğin hızla geçişini zorlukla hisseder. Bu da yemekten alınan zevki azaltır. Daha da önemlisi, çok hızlı yemek yemek vücudunuzun aşırı yemek yemeye karşı geliştirdiği koruma mekanizmasını bozabilir. Bedeninizin içsel bir doymuşluk mekanizması bulunur. Yeterince yemek yediğinizde, bu mekanizma 'Yeter artık!' sinyallerini yolmaya başlar. Her ne kadar mideyi, bağırsaklardaki hormonları, beyindeki kimyasalları ve diğer faktörleri içeren karmaşık bir süreç olsa da bu sürenin yaklaşık olarak 20 dakika sürdüğünü düşünülmektedir. Eğer çok hızlı yemek yerseniz bu mekanizma daha payına düşeni yapamadan çok fazla yemek tüketirsiniz. Bedeninizin içsel kontrol dengesini bozabilirsiniz. Yemek yemenizi yavaşlatmak hızla giden bir yük trenini durdurmak gibidir. Hayatınızda bir sürü öğününüz olmuştur, dolayısıyla hızlı yemek yeme alışkanlığı binlerce kerelik bir tekrarın sonucunda davranış kalıplarınıza yerleşmiş olmalıdır. Sabırlı olun ve aşağıdaki teknikleri, eski teknikler yenileriyle yer değiştirene kadar deneyin. Yavaşlatacak teknikler Yemek yemenizi yavaşlatacak iki önemli yol vardır. Her ikisi de yemek yerken mola vermenize yardımcı olur ve yiyeceklerden aldığınız zevki artırır. Çatalınızı iki lokma arasında bir kenara koyun. Yiyecekten bir ısırık aldığınızda, çatalınızı masaya koyun. Yemeği tamamen çiğneyin, yutun ve sonra başka bir ısırık için çatalı yeniden alın. Aynı şeyi kaşıkla da yapın ve eğer sandviç gibi parmaklarınızla yenecek bir yiyecek yiyorsanız lokmalarınız arasında sandviçi masaya koyun. Öğünde mola verin. Öğününüz sırasında bir ara verin. Kısa bir ara ile başlayın, belki 30 saniyelik olabilir. Zaman içinde bu süreyi bir, sonra iki ve sonra da üç dakikaya kadar uzatın. Bu ara size yediklerinizi hazmedene kadar zaman verir. Böylece daha fazla yiyerek devam edip etmeyeceğinize dair bir karar verebilirsiniz. Bu ayrıca daha az yemenize de yardımcı olacaktır. Diyetisyen İtalyan restoranında ne yapar? Ben İtalyan yemeklerine bayılıyorum bu sebeple her gittiğimde farklı bir şey yiyerek hem keyif alıyorum hem de vicdanımı rahatlatıyorum. Diğer bir yöntem ise kalabalık bir grupla gidip herkesi ikna ederek paylaşma yöntemini seçiyorum. Milano’nun ünlü Restaurantı L’Altra Risacca’ya geçtiğimiz hafta gidebildim. Bu defa da paylaşma yöntemini uyguladık. Başlangıçlarımız şöyleydi; mozerella ile fırınlanmış patlıcan ve kabak, üzerinde iri parçalı domates sos. Diyete çok uygun ve lezzetliydi. Sorrentina usulu 'Angel Midye' farklı ama güzeldi. Scamorza peyniri ile rokaya sarılmış kabak ve patlıcan ruloları da çok sağlıklıydı. Roka ve parmesan yapraklarıyla dana carpaccio’nun ardından limoncello ile marine edilmiş levrek geldi. Neyse ki ardından Truf mantarlı ev yapımı tagliolini ile siyah mürekkepli risotto, deniz tarağı ve ahtapotla geldi. Sicilya usulü kılıç balığı Aslında ana yemek yemeye mide ve kalori limiti açısından yer kalmamıştı ama paylaşmak üzere şöyle seçtik; pane edilmiş dana pirzola ile kılıç balığı. Balık geleneksel Sicilya usulü acılı domates sosla sunuldu. Dana pirzola ise marine edilmiş kiraz domates, fesleğen, roka ve fırında taze patatesle geldi. Tatlı yememe konusunda anlaştık ama bu kez de çikolata likörüne yakalandım. Mutlaka denemelisiniz.Dilara Koçak, Milliyet

Maydanoz cinsel isteği artırıyor

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atnan Uğur, maydanozun insan vücuduna büyük yararları olduğunu söyledi.
Maydanozun provitamin A (Beta karoten) kaynağı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Uğur, bu özelliği ile görme gücüne, kılcal damar sistemine, adrenal bezine ve tiroid bezine iyi geldiğini kaydetti. Bir tutam maydanozun günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşıladığını vurgulayan, maydanozun yüksek klorofil miktarı ile böbreklerin, karaciğerin ve idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olduğunu dile getiren Uğur, "Maydanoz suyundaki yüksek klorofil miktarı kanı arttırarak oksijeni metabolize eder ve böbreklerin, karaciğerin, idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olur. Sindirim enzimlerini uyararak sindirim rahatsızlıklarını dindirir. İnce bağırsaktaki peristaltik hareketleri arttırır. Mide ve bağırsaklardaki gaz birikmesini önler" dedi.Maydanozun böbrek taşı, tansiyon ve idrar söktürücü etkilerinin de bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Uğur, maydanoz hakkında şu bilgileri verdi: "Yapraklarında uçucu yağlar, flavonoidler (apigenin), protein, klorofil ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, şeker, müsilaj ve glikozit bulunur. Yapraklar vitamin (A,C,K), demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum ve klorin yönünden zengindir. Toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar, kanı temizler. Kansızlık, mesane iltihaplanması, kum, romatizma, böbrek taşı, tansiyon, şişmanlama ve damar sertliğine karşı etkilidir. Yaprakları idrar söktürücü olarak kullanılır. Ayrıca, iltihaplı yaraların iyileşmesine yardım eder, aybaşı sancılarını keser. Cinsel istekleri artırıcı (afrodizyak) özelliği vardır. Kökleri de aynı özelliklere sahiptir. Taze yaprakların aşırı tüketimi papağan ve diğer kuşlar için toksik etkileri nedeniyle tehlikeli olabilir."İHA

Dünyanın meyveleri tek sepette

Bugüne kadar belki adını da tadını da bilmediğiniz olağanüstü tropikal lezzetler için artık bir telefon yeterli!
İdeal Tarım, meyve konusunda önemli bir ilke imza atarak, pek çok farklı ülkeden getirdiği meyveleri Verita markası ile bir sepette topladı. Bu sayede, Dünyanın değişik tropikal bölgelerinde yetişen birbirinden lezzetli, vitamin, sağlık ve enerji deposu olan egzotik meyveler mevsimine göre en taze, en çabuk ve en ekonomik biçimde Türkiye’ye tek sepette sunuluyor.Tropikal iklimin egzotik havasını hissettiren bu uygulama pek çok kişinin ilgisini çekti. Klasik hediyelerin yerine gönderilen bu farklı meyvelerle dolu şık sepetlerle ilk kez karşılaşanlar hem çok şaşırıyorlar hem de çok seviniyorlar.Canınız kış ortasında üzüm, erik ya da nektar mı çekti? Yoksa Uzak Doğuda geçirdiğiniz balayında yediğiniz ve adını zar zor öğrendiğiniz rambutan, mangosten ya da karambola mı?Yemekten sonra sindirim sisteminizi rahatlatacak enfes bir dilim papaya, ananas ya da kiviye ne dersiniz?Taze zencefilden, kolayca hazırlayabileceğiniz sıcak ya da soğuk zencefil çayı metabolizmanızı hızlandırsın istemez misiniz?Keyif çayınızın yanında nefis bir tropikal meyveli kek almaz mısınız?Çikolata fondüde ananas, mango, papaya, kivi ve özellikle güvey feneri. Mutlaka denemelisiniz.Konuklarınız için unutulamaz bir davet mi organize etmek istiyorsunuz? Yoksa katılacağınız bir davete renk katmak mı?Sevgililer günü, anneler günü ya da babalar günü gibi özel günlerde sevdiklerinizle tropikal iklimin egzotik havasında birlikte olmaya ne dersiniz?Aş eren anne adaylarının kumkuat, liçi, çerimoya, granadilla, tamarillo ve mango gibi meyvelerle şımartılmayı hak ettiğini mi düşünüyorsunuz?Bayram ziyaretlerine, hasta ziyaretlerine ya da bebek görmeye giderken ne götüreceğinize karar vermekte mi zorlanıyorsunuz?Eğer siz de klasik hediyelerden sıkıldıysanız ve insanları şaşırtmak istiyorsanız, hem göze hem de damağa hitap eden sağlık dolu şık bir sepetle fark yaratmak artık sandığınızdan daha kolay. Adrese teslim bu sepetlere bir telefonla ulaşmanız mümkün.Meyve sepetinde bulunan meyveler şunlardır:Hindistan cevizi, ananas, karambola, curuba, papaya, avokado, kumkuat, liçi, lime, çerimoya, fejoya, kivano, güvey feneri, çarkıfelek, mango, rambutan, taze zencefil, pepino, granadilla, tamarillo, mangosten ve kivi.Tropikal meyvelerin sağlığımıza katkılarıKumkuat faydalarıC vitamini bakımından zengin olan Kumkuat, kabuğu ile beraber yenildiğinde gribal enfeksiyonları önlemede önemli rol oynamaktadır. A, B1, B2, B3 ve kalsiyum da ihtiva eden kumkuat, Sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Dünyada kabuğu ile beraber yenilen tek narenciye çeşididir. Yağ parçalamaya yardımcı olur.Çarkıfelek (Passion Fruit) faydalarıÇarkıfelek C, B1 ,B2, B5, kalsiyum, fosfor ve protein açısından zengin bir meyvedir. Ayrıca çarkıfelek bitkisi harmin, harmol, harman ve passiflora adı verilen alkaloitleri; flavon, glisosit ve sterol adlı diğer maddeleri içerir. Yıpranan saçlara canlılık verir ve dökülmeleri azaltır.Granadilla faydalarıGranadilla, içerdiği Kalsiyum sayesinde kemik gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bununla birlikte ayrıca cildi diri ve sağlıklı tutma gibi özellikleri de bulunmaktadır. C, B1, B2, B3, karoten ve kalsiyum açısından zengin bir meyvedir. Hücre yenilenmesi sağladığından tırnak, saç ve deriye iyi gelir.Pitahaya (Dragon fruit) faydalarıİçerdiği besin ve mineraller itibariyle gözlerin görüş yetisini kuvvetlendirme ve yüksek tansiyonu önleme gibi bir takım özellikleri bulunmaktadır.Ayrıca içerdiği kalsiyum sayesinde güçlü iskelet sistemi ve kemikler için yararlıdır. Elektrolize yardımcı olur ve vücudun nem dengesini kontrol altında tutar. Potasyum, kalsiyum, magnezyum, lif ve C vitamini ihtiva etmektedir.Rambutan faydalarıİçerdiği demir minerali sayesinde vücutta hemoglobin oluşumuna yardımcı olur. Bol miktarda potasyum, protein, karbonhidrat, niacin, demir, kalsiyum, fosfor, C vitamini içerir. Kemik ve diş yapısını güçlendirir. Göz bozukluklarına iyi gelir.Güvey feneri (physalıs) faydaları:Physalis’in, içerdiği karoten sayesinde serbest radikalleri etkisiz hale getirerek yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunmaktadır. Antioksidan olan meyve, sinir sistemini de güçlendirir. Cildi güneşin zararlı etkilerinden ve cilt kanserinden korumaya yardımcıdır. Ayrıca metabolizmayı hızlandırır, kan dolaşımını düzenler. Physalis; C, B1, B2, B3, karoten gibi bir takım vitamin ve mineraller açısından zengin bir meyvedir. Karambola faydalarıKarambola, enlemesine kesildiği zaman yıldız şeklinde olan çok dekoratif ve C vitamini deposu bir meyve. İçinde A, B, C vitaminleri ve niasin, potasyum, fosfor mineralleri bulunan karambola; su kaybının fazla olduğu yaz aylarında içinde barındırdığı yüzde 90 su miktarıyla oldukça faydalı.Liçi faydalarıLiçi içinde kalsiyum, demir, fosfor, karbonhidrat ve C vitamini ihtiva eder. Bu yönleri ile aslında metabolizmayı hızlandırıcı bir özelliğe de sahip olduğu söylenebilir. İhtiva ettiği besin ve mineraller itibariyle iskelet sisteminin ve kemiklerin gelişimine faydalı bir meyvedir. Dişlerin sağlıklı gelişimine yardımcı olur, hemoglobin oluşumunda etkilidir.